Demokrasi adını verdiğimiz şu churchill'in bilinen sistemlerin ehveniseri olduğunu söylediği politik sistemden söz ediyorum. En iyisi dememiş en az kötüsü demiş. Gördüğümüzden hareketle onu yeterinden de iyi bulduğumuz söylenebilir. Eğer farkına varırsak bedelini her gün ödediğimiz bir yanılsamadır.
“Birleşmiş Milletler mi? Birleşmiş mi?
Uluslararası suç ortaklığına ya da korkaklığına güvenen İsrail, tavsiyelere, kararlara ve protestolara gülüyor, canı ne isterse, ne zaman isterse ve nasıl isterse onu yapıyor.”
İsrail'in politik stratejisi 1948'den beri tamamen Mesih inancına dayalı bir büyük İsrail fikri ile zehirlenmiş olarak en radikal siyonizmin yayılmacı düşlerini gerçekleştiriyorlar. Bu felaketli ve saçma dünyada Tanrı tarafından seçilmiş bir halk olduğuna dair kökleşmiş kesinlikle kirlenmişler dolayısıyla yine geçmişin dehşetleri ve bugünün korkuları adına takıntılı psikolojik ve patolojik bir şekilde tekelci bir ırkçılıktan doğan bütün eylemlerinin otomatik olarak doğrulanmış ve yetkilendirilmiş olduğuna inanıyorlar. Başkalarına vermiş olabilecekleri ya da verecekleri herhangi bir acının holokostta çektiklerinden her zaman daha az olacağı fikri ile eğitilmiş ve talim görmüş olan Yahudilerin kanaması durmasın diye onu tedavi edilmez kılmak ve böylece dünyaya bir bayrakmış gibi göstermek için kendi yaralarını sonu gelmez bir şekilde deşiyorlar. İsrail holokost dehşetinden dolayı kendimizi suçlu hissetmemizi istiyor... en temel eleştirel adaletten feragat etmemizi ve onun arzusunun uysal bir yankısına dönüşmemizi istiyorlar. İsrail'in istediği fiili ve hukuki mutlak cezadan muafiyet. (José Saramago)