"..Yaşamlarının başından kabul edilmeyi yaşayamamış insanların, gerçekten kabul edildiklerinde , kabul edilme gerçeğiyle ne yapacaklarını bilemedikleri için, kabul edilmeyi kabul edemediklerini bilemezdi."
"Yaşam ve ölüm senin kafanın içinde Zeus! Başka bir yerde değil. Ruhun kendi doğası aslında değişimlerden ya da ölümden etkilenmez. Ama derinlerde saklıdır, üretilen duygular ve düşüncelerin örtüsüyle karanlıkta. Bazen bi an için ona ulaşabildiği olur. Sonra yine ölüm korkusu."
Çünkü kimliğini , çevresi ve sahip olduklarıyla tanımlamaya çalışır. Onlar olmadan, ömür boyu birlikte yaşadığı halde hiç tanımadığı kendisiyle baş başa kalmaya katlanamaz. Sessizliğin içindeki kendine ait o yabancıyla. Onun için her anını hareket ve gürültüyle doldurmaya çalışır. Ölüm onu saklandığı kovuktan çıkarana dek."
...Ama kuşattıkları kaleyi fethetmenin zafer sarhoşluğundaki diğer kadınlar gibi onun da göremediği bir şey vardı. Katılığın ve sertliğin dibi nasıl cılız, hatta cilk ise, yumuşaklığın biraz altına inildiğinde umulmadık sertlikte bir kayayla karşılaşılır...