Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslamda Toplum ve Laiklik

Din Bu-3

Turan Dursun

Din Bu-3 Sözleri ve Alıntıları

Din Bu-3 sözleri ve alıntılarını, Din Bu-3 kitap alıntılarını, Din Bu-3 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk, Muhammed'i Arap Peygamberi diye tanır. İslam için de "Arap dini" der.
Sayfa 278Kitabı okudu
Şeriat'ın "iktidar" olmasına kapı açmak, insanı, "ortaçağ karanlığı"na hapsetmenin yanı sıra, insan boğazlamanın, işkencenin bir sistem durumuna geldiği düzen için "buyursun, olabilirse iktidar olsun!" demektir!
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Din kurallarında "değişmezlik" temeldir. Kurallar durağandır. İnsanlar ve toplumlarsa, yaşamlarıyla birlikte sürekli bir değişme içindedirler. Değişmeyen kurallar, her an değişen ve gelişen yaşamın gereksinimlerine karşılık vermezler.
Sayfa 128Kitabı okudu
- İbrahim, çocuğunu kurban etmek, kesmek için bir "düş"ü nasıl kanıt saymış? Bunun Tanrı'dan olabileceğini nasıl (daha doğrusu niçin) düşünmüş? "Bu oğlanı bir armağan olarak veren Tanrı'ysa nasıl olur da yatırıp kesmesini buyurur? Böyle ARMAĞAN olur mu? Tanrı'nın amacı armağan vermek mi cinayet işletmek, öz çocuğunu kestirerek sonsuz acılara gömmek mi?" diye neden düşünmemiş? - Burada olduğu gibi başka konularda da, Kur'an'da Tanrı'nın insanları denediğinden söz edilir. Tanrı'nın denemeleri kime karşı, niçin? Bir şey öğrenmeye, ya da kanıtlamaya gereksinimi mi var? - Bir başka kişi de, "düşünde gördüğünü bir kanıt sayarak", İbrahim'in tutumunu gösterirse ne olur? İbrahim'in öyküsüyle buna yol açılmış olmuyor mu? Hemen belirtilmeli ki, bu yola giden Müslümanlara da rastlanmıştır. - Tanrı, İbrahim'e -düşte de olsa- "oğlunu kesmesini" gerçekten buyurmuş da, sonradan buyruğunu geri mi almıştır? Böyleyse, Tanrılıkla bağdaşır mı bu? - Tanrı, İbrahim'e çocuğunu kestirmeyeceğini bildirirken oğlanın yerine bir "kurtulmalığa" (fidyeye) neden gerek görmüş? Bir başka canlıyı kurban etmek niye? Ya da bunun için bir kurbanlık yaratıp göndermek? Akla gelebilen, ama karşılıksız kalan sorulardır bunlar.
Bakara 223
Bakara Suresi’nin 223. ayetinde (Diyanet’in resmî çevirisiyle) şöyle deniyor: – “Kadınlarınız, sizin tarlanızdır. Tarlanıza, istediğiniz gibi gelin...” İnsanın “tarla”sı da “mülk”üdür. Bu ayet de açıkça, kadının bir “mülk” görüldüğünü ortaya koyuyor. Dahası da var: Bu ayetin nedeni (“iniş nedeni”) tartışmalıdır. İbn Ömer’den aktarılan ve Buhârî’nin de yer verdiği bir hadise göre, bu ayette, erkeğin, “kendisi için bir ekinlik (tarla) durumunda olan karısı”yla “ters cinsel ilişki”de bulunabileceğinin anlatıldığını kabul etmek gerekir. Yani ayet, bu ters ilişkiye “olur” diyor.
"Hayat, herhangi bir doğa dışı etkenin müdahalesi olmaksızın dünya üzerinde doğal ve zorunlu bir kimyasal ve fiziksel olaylar dizisi sonucudur"
Sayfa 12 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Reklam
Zekât malından rüşvet vermek, Tevbe Suresi 60. ayetine de geçmişti. Şöyle der: "Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, düşkünlere, onlar üzerinde çalışan (zekât toplayan) memurlara, kalpleri İslama ısındırılacak olanlara, kölelik altında bulunanlara, borçlulara, Allah yoluna ve yolcuya mahsustur. Toplanan zekât ancak bu sayılan yerlere verilir. Allah bilendir, hikmet sahibidir." (...) "Gönülleri İslama kazandırılacaklar" fıkıh kitaplarında da değerlendiriliyor. Maliki fakihlerine göre bunlar İslama özendirilmek istenen kâfirlerdir. Kimilerine göre de bunlar, yarı Müslüman olmuş olanlardır. Ama Müslümanlık henüz kalplerine yerleşmemiştir. Şafii fakihlerine göre ise bunlar dört sınıftı. İslam fakihlerince bu görüş kabul edildi. - Zayıf imanlılar, - Zayıf imanlı, yeni Müslüman olmuşlar, ama toplumda etkinlikleri olan, baş kaldıranları da Müslüman yapacak güçte bulunan kabile ileri gelenleri, - İmanı güçlü olanlar (başkalarından gelecek olan tehlikeler önlensin diye fazla ganimet ve zekât verilir). - Zekât toplamada etkinliklerinden yararlanılmak istenenler. -Bunlar içinde kafirler de bulunabilir. Görülüyor ki, İslamı güçlendirmek için kimlerin güç ve destek sağlayabileceklerine inanılıyorsa, onlara "rüşvet" kapısı açık tutulmuştu. Toplumda güçlü olacakları görülen kimseler, gerek ganimetlerden, gerek zekât mallarından fazlasıyla yararlandırılmışlardı. Peygamber'in, İslamı güçlendirmek gerekçesiyle, kimi insanları kazanmak için başvurduğu örtülü ödenek, ganimet mal ve develeri, hurmalıklar, araziler, zekâttı.
"Mal" Anlayışının Yansıması
İbrahim'in çocuğunu kurban olarak sunmaya götürmesinden söz edilmesi, bir durumu daha yansıtır: Bu dinlerde "insan", kimi durumlarda "mal"dır. Örneğin köle, sahibinin "mal”ıdır. Karı, kocanın malıdır. Çocuk da, özellikle "baba"nm malıdır. İbra­ him'e, çocuğunu "kurban etme” yetkisinin verilmesi bundan.
"Bizim devlet yönetiminde izlediğimiz ilkeleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmalarıyla hiçbir zaman bir tutmamak gerekir. Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil; doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz. " M. Kemal Atatürk
Sayfa 116Kitabı okudu
Muhammed dönemindeki "Kur 'an ayetleri"nin ne tümü, ne de aynı bulunmuyor elde. 1. ve 2. orijinallerinin yakılmış olması nedeniyle hiç kimse aslını, tam olarak bilemez. Orijinal diye yutturulagelen yazmaların bu bakımdan bilimsel temeli yoktur.
Sayfa 209Kitabı okudu
Reklam
"Benden sonra, erkekler için, kadından zararlı bir fitne bırakmadım." (Hz. Muhammed) Diyanet yayınları, Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi /1795
"Bana Cehennem Halkı Gösterildi; Çoğunluğu Kadınlardı"
Diyanet, Muhammed'in bu sözleri söylediğini ve kendi yayınlarında da yer al­ dığını kabul ediyor, ama bunun, "kadınlan aşağılayıcı olmadığım" savunuyor (s.8). Oysa İslam inancına göre "cehennemlik kişiler", hep "kötü kişiler"dir. İn­sanlar içinde "cehennemlik olanlar"ın "çoğunluğu"nun "kadınlar"dan olduğu­ nu söylemek, insanlar içinde erkeklere oranla, "kadınlar"ın daha çok "kötüler"den oluştuğunu söylemekle eşanlamlıdır.
Ben bir sıfır değil; belki de "ölüm"üm. İlkel düşüncenin, "tabu"ların, özellikle de "din tabusu"nun ölümüyüm. Ya da karanlığa tutulan ışığı elinde bulunduran kişi.
Sayfa 277Kitabı okudu
Turan Dursun öldürüldü, din kurtuldu! Cinayeti planlayanlar, evinin otuz metre ötesinde onun başına kurşun sıkanlar böyle düşünmüşlerdir sanırım. Turan Dursun'un öldürülmesini radyolarından sevinç çığlıklarıyla duyuran İranlı mollalar da buna inanmış olmalı.
Dinin Savaş ve Saldırganlık Kaynağı Oluşu!
Atatürk laiklik yapısını yapıp bitirirken, gerek bizim geçmişimizdeki gerek başka ulusların tarihlerindeki "facia"lardan, "ıstırap"lardan sonuçlar çıkarıp de­ğerlendirdiğini belirtmektedir. "Tarihteki bin bir facia ve "ıstırap"ın kaynağında "din", ağırlıklı olarak bu­lunmaktadır. Geçmişteki kanlı
Sayfa 130131 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
302 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.