Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İslamda Toplum ve Laiklik

Din Bu-3

Turan Dursun

Din Bu-3 Gönderileri

Din Bu-3 kitaplarını, Din Bu-3 sözleri ve alıntılarını, Din Bu-3 yazarlarını, Din Bu-3 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Korkunun kendisi korkulan şeyden kötüdür.”
Daha güzel bir dünya için karanlığın üzerine durmadan gidilmesi gerekir. Kitleleri aydınlatmaktan başka bir yol yok. Bunun için de birçok şeyin yanında iki şey, olmazsa olmaz niteliğinde gerekli” bilgi ve yüreklilik.
Sayfa 197Kitabı okudu
Reklam
3-5-10... ay içerisinde gerçekleştirmem dileğiyle...
geçen hafta kuranı kerimin türkçesini tekrar okuyayım dedim, sonra kuranı kerimin iniş sırasına göre türkçesini -ki bu konu da ayrıca tartışmalı ya neyse konumuz bu değil- okuyayım dedim, sonra da kuranı kerimin ayetlerinin -öne sürülen- iniş nedenlerini okuyayım sonra kuranı kerimin iniş sırasına göre türkçesini okurum dedim. ve kuranı kerimin
"Şovenizm", Hançerlioğlu"nun deyimiyle "bağnazcı ulusçuluk"tur (Hançerlioğlu, Felsefe Sözlüğü), bir "ırkçılık"tır ve hangi türü olursa olsun bir ilkelliktir. Böyle bir ilkelliğin, benim düşünce dünyamda yeri olamaz. Ben insanlık için hiç­ bir bağnazlığın, hiçbir "iman"m kafaları, duyguları prangalayamayacağı bir dün­ya öneriyorum. "İman"ın yalnızca kendi "mü'min"lerine kapatageldiği görülen "özgürlükler"in her türünün herkese, alabildiğince açık olduğu, insanların insan­ca yaşayabildiği, daha güzel bir dünya. Çabam böyle bir dünyanın oluşmasına katkıda bulunmaktır hep. Böyle bir dünyanın oluşması için de "tabu'ların yıkıl­ması, karanlığın belinin kırılması "şart"tır. "Dinsel karanlık", yalanlarıyla, sade­ce belirli bir kesimin "hizmet"inde, acıya, ölüme, sömürüye yol açmalarıyla in­sanlığa çok çektiregelmiştir. Bunun önüne geçmek, "İnsanım" diyen herkesin amacı olmalıdır bence. "Dinsel karanlık"ta bilgisizlik vardır, binlerce yıllık ilkellikleri insanlığa "kurtuluş" diye yutturmalar vardır, aklın, mantığın, bilimin "din" için ırzına geç­meler vardır. Dünya egemenlerinin önünde kuyruk sallarken, geçip bir başka yer­ de, bir başka kesim önünde çalım satmalar vardır, "ikiyüzlü ahlak" vardır. Gelin, bunların önüne geçmeye çalışalım. "Yalan"larla nereye varılabilir ve şimdiye dek nereye varılabildi?
Sayfa 253 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Daha güzel bir dünya için karanlık yenilmeli. Yenilmeli ki, ger­çek nedir, ne değildir; her alanda ve herkes iyice görebilsin. Yenilmeli ki kan emiciler, bitler, parazitler de temizlensin ya da temizlenme sürecine girsin. Yenil­meli ki yol açılsın insanlığın önünde. Daha bir güzel, daha bir net ve aydınlık.
Sayfa 245 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Atatürk bana göre dünyaya eşine az rastlanır bir biçimde la­ikliği getirmiştir. Yüzyıllara ancak sığabilecek nitelikteki devrimlerini kısa ara­lıklarla getirebilmiştir. Yaşamamıştır, yaşatılamamıştır. Çünkü onun getirdikleri çok kimselerin çıkar alanlarıyla çatışmıştır. Yaşamasına olanak vermemişlerdir.
Sayfa 221 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Reklam
Şunu hemen belirteyim o sol kitapları okuduğum için inancımda sarsılma olmuş değildir. Yani onun hiç mi hiç etkisi olmadı. Bende inanç devrimi neden oldu? Ya da neden inançsızlık oluştu? Onu belirteyim. Doğubilime yönelmiştim. Çok bü­yük kütüphanelere gittim. O zaman ben İslamın kökenini gördüm, okudum. Söy­lencelerde de okudum. Bir gün Sümer efsanesi ile karşılaştım. Sümerlerde bir Tufan efsanesi. Baktım Tevrat'ta var, Kur'an'da var. Bu bir efsane, Sümer efsane­ si, nasıl olur da Tevrat'ta, Kur'an'da olabilir? Milattan Önce 3 bin yıllarında ka­leme alındığı sanılıyor. İslamdan, hatta Tevrat'tan çok önce. Peki bunlardaki olan, Kutsal kitaplarda ne arıyor? Sonra Hammurabi Yasaları'nı aldım, onunla Tevrat arasında karşılaştırma yaptım. Baktım Hammurabi Yasaları'nın kimi mad­deleri Tevrat'ta aynen geçmiş, ondan sonra Kur'an'a da yansımış. Peki bu ne? Bunlar Allah sözüyse? Yani sarsılmalar benim öyle başladı.
Sayfa 220 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Dinin Savaş ve Saldırganlık Kaynağı Oluşu!
Atatürk laiklik yapısını yapıp bitirirken, gerek bizim geçmişimizdeki gerek başka ulusların tarihlerindeki "facia"lardan, "ıstırap"lardan sonuçlar çıkarıp de­ğerlendirdiğini belirtmektedir. "Tarihteki bin bir facia ve "ıstırap"ın kaynağında "din", ağırlıklı olarak bu­lunmaktadır. Geçmişteki kanlı
Sayfa 130131 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Gençlik...
Gençlik, laikliğin, barışın koşullarının sağlandığı ortamda sağlıklı biçimde geliştirilebilir ancak. Başka ortamda bu mümkün değildir. Atatürk'ün "Cumhuri­yeti emanet ettiği" gençlik, bu ortamda erginliğine ulaştırılmış gençliktir. Ne "din" uyuşturucularıyla uyuşturulup koyunlaştırılmış olan, ne "din, Tanrı, cihad" kışkırtmalarıyla coşturulup Haşan Sabbah’ın fedaileri durumuna getirilmiş olan, ne de önce ellerine silah verilip vuruşturulmuş, sonra da korkutulup serseme çev­rilmiş olan gençliktir. Düşünce ve beden sağlığına özenle bakılmış, en değerli varlıklar olarak yetiştirilmesine, gereksinimleri yerine getirilerek çalışılmış olan gençliktir o gençlik.
Sayfa 135 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Barış, "gök"ten gelmez. Evrene ve insana doğru bakış sorunudur. Geniş anla­mıyla "insanlaşma"ya dayalı olarak gerçekleşir.
Sayfa 134 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Reklam
Dinin Savaş ve Saldırganlık Kaynağı Oluşu
Atatürk laiklik yapısını yapıp bitirirken, gerek bizim geçmişimizdeki gerek başka ulusların tarihlerindeki "facia"lardan, "ıstırap"lardan sonuçlar çıkarıp de­ğerlendirdiğini belirtmektedir. "Tarihteki bin bir facia ve "ıstırap"ın kaynağında "din", ağırlıklı olarak bu­lunmaktadır. Geçmişteki kanlı
Sayfa 130131 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Din-lslam Kurallarının, insanlığın Gereksinmelerine Yetmezliği
Medeni Yasa'nın gerekçesinde, zamanın Adliye Vekili Mahmut Esat şöyle der: Mecelle"nin temeli ve ana çizgileri dindir. Oysa insan yaşamı her gün, da­hası her an, köklü değişmelere uğrar. Onun değişmelerini, yürüyüşünü hiçbir za­man bir nokta çevresinde çivilemek ve durdurmak mümkün değildir. Yasaları di­ne dayalı devletler, kısa bir zaman sonra, ülkenin ve ulusun gereksinmelerini doyuramaz duruma gelirler. Çünkü dinler, değişmez hükümler ileri sürerler. Yaşam­ sa yürür, gereksinmeler hızla değişir. Din kuralları-yasaları, kesinlikle, ilerleyen yaşamın karşısında biçimsel ölü sözlerden öte bir değer, bir anlam taşımazlar. Değişmemek, dinler için bir zorunluluktur..." (4 Nisan 1926 yayın ve 4 Ekim 1926 yürürlük tarihli ve 743 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun gerekçesinden -bu ­ günkü dille Türkçeleştirilmiştir- T.D.) Özeti şu: Din kurallarında "değişmezlik" temeldir. Kurallar durağandır. İnsanlar ve toplumlarsa, yaşamlarıyla birlikte sürekli bir değişme içindedirler. Değişmeyen ku­rallar, her an değişen ve gelişen yaşamın gereksinimlerine karşılık vermezler. Karşılık veriyormuş gibi gösterilseler de. 23 50. Yıl, İlahiyat Fakültesi Yayınları, no: 117, Ankara, 1973, s.66.
Sayfa 128 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Laiklik
Emest Lavisse de şöyle der: "Laiklik, geçici olan dinlere, devam edici olan insanlığı idare etme hakkı ver­memek, dinlerin ilham ettiği garaz ve ayrılık ruhunu ortadan kaldırmaktır. Laik olmak, insan düşüncesinin hareketsiz olan bir din kuralına katlanmaması ve an­laşılmaz bir şey önünde hakkından vazgeçmemesi ve hiçbir bilgisizliğe razı ol­mamasıdır, hayatın yaşamaya değer olduğuna inanmak, bu yaşamı sevmek (...) gözyaşlarının iyilik getirici olduğunu kabul etmemek, azabın bir Allah emri ol­duğuna inanmamaktır. Laiklik, hiçbir sefaletten, acıdan yana olmamaktır..."
Sayfa 117 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Prof. Dr. İlhan Arsel'in Şeriat ve Kadın adlı kitabı
Prof. Dr. İlhan Arsel'in Şeriat ve Kadın adlı kitabı şimdiye dek yazdığı kitapları gibi son derece de­ğerli, titiz bir inceleme, araştırma ürünü. Sağlam, dürüst bir bilim adamının değer­lendirmesi olarak, ele alınanların hepsi sağlam kaynaklara dayalı. Yürekli, daha güzel bir dünya hazırlanmasına yönelik, ışık tutucu ömek bir çalışma. Kitap, yüz­ yılımızın kitabı olacak nitelikte. "
Sayfa 61 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
Tevrat'ta Sünnet!
Tevrat'ın Tekvin bölümünde şunları okuyoruz: "Ve Allah İbrahim'e şöyle dedi: Sen ve senden sonra soyundan gelenler, ah­dimi tutacaksınız. Seninle ve senden sonra soyundan gelecek olanlarla benim aramdaki, uymanız gereken sözleşme (ahd) şudur: - Aranızda her erkek sünnet edilecektir. Gulfe etinizde (yani erkeklik organı­nın ucundaki deriyi keserek) sünnet olunacaksınız. Bu, sizinle benim aramdaki sözleşmenin belirtisi olacaktır." (Tevrat, Tekvin, Bap 17: 9-11.) Yine burada açıklandığına göre, Efendi Tann'nın (Rabb) buyruğu odur ki, ço­cuk sekiz günlükken sünnet edilmelidir. (Bkz. Tekvin, Bap 17:12.) Tevrat'ın bu açıklamasına göre, "Tanrı" ile İbrahim ve "zürriyet"i arasında bir "AHD", yani bir SÖZLEŞME olmuştur. "Sünnet" de bu sözleşmenin vazgeçile­meyecek bir gereğidir. Incil'deyse "sünnet", gerekli görülmez. Ve İbrahim'in, "sünnetsiz"ken "iman"ının geçerli olduğu anımsatılır. (Bkz. Pavlus'un Romalılara Mektubu, 4: 9-11.)
Sayfa 41 - Kaynak Yayınları Birinci Basım: Ekim 2006Kitabı okudu
320 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.