Normalde klasiklerden uzak durmaya çalışıyorum çünkü tarzım değildir. Fakat bu ve birkaç klasikler elimde kalmış olduğu için okuma ihtiyacı duydum. Tolstoy’un yazdığı bu kitap eleştirel olmanın dışında biraz da Hristiyanlığa özendirme içeriyordu. İnsanların suçsuz bir şekilde mahkum olması, torpilin işlemesi, dayın varsa hayatının kolay olması, tanıdığın yoksa haklı bile olsan yoktan yere hayatını mahetmeleri ve bunun üzerine uzun süre sonra hiçbir suçun olmadığı anlaşılması üzerine hiçbir şey olmamış gibi davranılması… yani dünyamızda kaç sene geçerse geçsin hiçbir şekilde adaletin olmadığı, haksızlıkların devam ettiği, bir karakter üzerinden anlatılmaya çalışılmış. Zenginken hayatı sorgulayan, hayatın gerçeklerini gören bir insanın gelgitleri ve düşünceleri ile tekrardan dirildiği kitabın baş konusu olmuş. Fakat kitabın sonunda Hıristiyanlığın bu kadar övülmesi, incilden kesitler sunulması bana göre hoş olmamış. İnsanlık din ile değil kendi vicdanı, ahlakı ve içsel dünyası ile olan bir şey. Kitap boyunca bunu anlatmaya çalışıp kitabın sonunda incile bağlanması olmamış. Bunun dışında vurgulanmak istenen konu iyiydi. Klasik sevenler okuyabilirler…