Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

"Diyorlar ki" Muharriri Çeşmeler Kaşifi İstanbul Seyyahı: Ruşen Eşref Ünaydın

Nuri Sağlam

En Yeni "Diyorlar ki" Muharriri Çeşmeler Kaşifi İstanbul Seyyahı: Ruşen Eşref Ünaydın Sözleri ve Alıntıları

En Yeni "Diyorlar ki" Muharriri Çeşmeler Kaşifi İstanbul Seyyahı: Ruşen Eşref Ünaydın sözleri ve alıntılarını, en yeni "Diyorlar ki" Muharriri Çeşmeler Kaşifi İstanbul Seyyahı: Ruşen Eşref Ünaydın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
3. Servet-i Fünûn Edebiyatı
Servet-i fikriyye ile harekete gelmedikçe, fikirden usaresini almadıkça bir kalemin göreceği iş ne olur? Hiç!...
Sayfa 127 - KİTABEVİ
3. Servet-i Fünûn Edebiyatı
" Binaenaleyh ben o fikirdeyim ki bizim edebiyatımızda orijinalite denen şey varsa bu, doğrudan doğruya taklit ettiğimiz Fransız ediplerinin orijinalitesidir. Meselâ Cenap, filân filân filânı okumasaydı böyle yazmayacaktı. Halit Ziya, Fikret de hep öyle. "
Sayfa 125 - KİTABEVİ
Reklam
Fazıl Ahmet (Aykaç)
Herkesin tarz-ı beyânıyla oynamak, şüphe yok ki büyük bir eser-i liyâkat ve zekâdır. Herkesin mecmû-ı irfânına mâlik olmalı ki istediği zaman istediği zat gibi insan yazabilsin.
Sayfa 153 - KİTABEVİ
B. MİZACI ve EDEBÎ ŞAHSİYETİ
" Vuslat anını içim titreyerek bekledim. Sandım ki ömrüm o lezzet deminde ebedîleşecek. Ne boş şeyler ummuşum! İşte o da tıpkı ötekiler gibi geldi geçti... Niçin sen mütemadî bir ayrılıksın hayat ?! "
Sayfa 73 - KİTABEVİ
A. HAYATI / 3. Meslek Hayatı / b. Milli Mücadeleye Katılışı
Aynı gün bir başka yoldan İzmir'e ulaşmış bulunan Yakup Kadri, Ruşen Eşref'le İzmir'de karşılaştıklarını şöyle anlatır: " 10 Eylül 1922 sabahı Vakit gazetesinden Mehmet Asım, Akşam'dan Falih Rıfkı ve İkdam'dan ben şehre ilk giren alayın kumandanı Binbaşı Şerafettin Beyin refakatinde güzel İzmir'in Kordonboyu'nda idik. Binbaşı Şerafettin
Sayfa 47 - KİTABEVİ
Reklam
A. HAYATI / 2.Çocukluğu ve Tahsil Hayatı
Fakat henüz çocuk yaşta olmanın tesiriyle okumak ve yazmak gibi ağır ve meşakkatli bir yükün altına girmekten sıkılan, fakat Tahsin Nahit'in mektepte dersini ve vazifesini yapmama pahasına durmadan düşüne düşüne manzumeler yazdığına, Reşat Nuri'nin tatilde bile birçok kitap okuduğuna ve bir kenara çekilip kendi kendine sayfa sayfa, defter defter bir şeyler yazarak akşamları dayılarının köşkünün önündeki tarlada aile fertlerine okuduğuna şahit olan Ruşen Eşref, henüz nahif zihnine ağır gelse de özellikle Reşat Nuri'den dinlediği hikâyeler karşısında içlenir; oyun oynamak ve eğlenmek bir yana, yazmak diye bir şeyin varlığını kavramaya başlar. Onlardan daha uslu olmamasına, hatta yaramazlıkta hemen hemen onlara ön ayak olmasına rağmen her zaman Reşat Nuri'ye yetişkin delikanlı, kendilerine de küçük çocuk muamelesi yapılmasından anlar ki hangi yaşta olursa olsun iyi yazı yazabilmek, insana herkesin gözünde itibar kazandıran önemli bir iştir. Reşat Nuri, bu konuda şöyle diyor; " Küçüklüğümde fazla haşarı idim. Mektebe göndermek hemen kabil olmuyordu. Mektebi sevmiyordum. Bir aralık teyzezadem Ruşen Eşref'le bizi Selimiye'deki mahalle mektebine göndermek istediler. İkimizde çok yaramazdık. Hele bir araya geldiğimiz zaman âdeta kudururduk..."
Sayfa 10 - KİTABEVİ
A. HAYATI / 2.Çocukluğu ve Tahsil Hayatı
Reşat Nuri Güntekin, kendisiyle kısa bir röportaj yapan Ümit Deniz'in sorduğu " Küçükken romancılığa ya da muharrirliğe özenir miydiniz? " sorusuna şu cevabı veriyor. " Yok canım! O zamanlar Ruşen Eşref'le ben hep aktör olmayı - çünkü o sırada tiyatro; işte, sokakta, evde hayatın tatsızlığından bıkan aydınların yeğâne manevi ilticâgâhı idi. - yahut da yangıncılığı tercih ederdik. Biz diğer akranlarımız gibi geri kafalı ve alaturka olmadığımız için, tulumbacılığı aslâ dilimize bile almaz, yangıncılık yahut itfaiyecilik gibi bu branşın modern kısmını tercih ederdik. Ama kısmet maarife intisap etmek, sonra romancı olmak imiş. "
Sayfa 9 - KİTABEVİ
18 öğeden 11 ile 18 arasındakiler gösteriliyor.