“Ölü doğmuş bir bebekten daha fazla yaşamamak gerektiğini ne kadar söylesek de boş, ilk fırsatta kirişi kırmak yerine bir gün fazla yaşamak için deli kuvvetiyle sarılırız hayata,” diyor Cioran. Kitap, antinatalizm hakkında yazılmıştır. Hatta Cioran, doğmamış çocuklarının ona minnettar olacağını söyleyecek kadar ileri gitmiştir. Peki nedir bu antinatalizm? Kısa tabiriyle doğum karşıtlığıdır. Doğumun negatifliğinden bahseden bir felsefi görüştür.
İnsanların kötü olduğunu, yok olmamız gerektiğini savunurlar. Bu felsefi görüşün ışığında yazılmıştır bu kitap. Fakat sadece konusu bu değildir. Cioran, yazarlıktan tutun psikolojiye kadar birçok alanda aydın fikirleriyle beni büyüledi.
Burukluk kitabı çok daha depresif bir kitaptı, açıkçası ben bu kitabı daha başarılı ve pozitif (Tabii Cioran ne kadar pozitif olabilirse o kadar pozitif) buldum. Gerçi Cioran’ın depresif yanını sevdiğim için onu okuyorum ama bu ayrıntıyı vermeden geçemezdim. Bu adam, depresif yanıyla beni hayata daha çok bağlıyor. Çok tuhaf… bir ironi… Ben de bu kalemin gücüne hayret ediyorum.
Keyifle okudum. Diğer kitaplarını da okuyacağım. Bıkana kadar okuyacağım. Depresifliği ile sizi boğmayan, size farklı bakış açıları kazandıran bir yazar. Bu yazarın tarzına ve üslubuna benzeyen\benzetilen başka kitapları da okudum ancak hiçbiri aynı tadı vermedi. Beni etkilemedi. Cioran’ın yeri başka.