En Beğenilen Doksan Üç İhtilali kitaplarını, en beğenilen Doksan Üç İhtilali sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Doksan Üç İhtilali yazarlarını, en beğenilen Doksan Üç İhtilali yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Marat:
Danton kaç yaşındasın? Otuz dört. Robespierre kaç yaşındasın? Otuz üç. Peki. Ben durmadan yaşadım. Ben insanların eski ıstırabıyım, ve ben altı bin yaşındayım
93 ihtilali hakkında çok güzel bir yorumlama. Üst kademe insanların siyaset tartışıp ülkede savaş çıkarması, önce halkın yanında olduğunu söyleyip herkesi katletmesi güzel bir şekilde anlatılmış.
Ve hani derler ya babanın oğlu olsa bile güvenmeyeceksin. İşte Lastenac'a güvenmese ve kim olduğunu öğrenseydi o dilenci işler daha iyi olabilirdi. Ve anlamadığım bir şey var. Neden rahip Cimourdain, Gauvain'e babası olduğunu söylemiyor? Ve keşke bu kadar katı olmasa ve oğlunu giyotine yollamasaydı.
Tabi yaşanmış olayları pek bilmediğim için bu kitabı tam anlamadım. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Yaban kitabını çok daha iyi anlamıştım. Ama başka bir ülkeye geçince işler değişiyor.
Çok uzun tuttum. Ama ilerde tekrar okumak isteyeceğim bir kitaptı. Okumasını şiddetle tavsiye ederim.
Hadiseler (olaylar) tüketir, istihlâk eder, insanlar öderler. Olaylar zorlar ve insanlar imza ederler. 14 temmuzu Camille Desmoulins imza etti, 10 ağustosu Danton imzaladı, 2 eylülde Marat imzası vardır. 21 eylülü imza eden Grégoire'dır, 21 ocak Robespierre imzalıdır; Fakat Desmoulins, Danton, Marat, Grégoire ve Robespierre sadece bu işin zabıt kâtibidirler. Bu, büyük, acı sahifelerin yazarının bir adı vardır: Allah ve bir maskesi vardır, talih. Robespierre Allaha inanırdı, elbette.
Devasa Konvansiyon Meclisi, aynı anda tüm karanlıkların saldırısına uğrayan insanoğlunun hendekle çevrili kampı, kuşatma altındaki fikir ordusunun gece yanan meşaleleri, uçurumun kenarında toplanmış ruhların korkunç konaklama yeri böyleydi işte. Aynı anda hem senato hem ayaktakımı, hem dini meclis hem yolgeçen hanı, hem temyiz mahkemesi, hem şehir meydanı, hem mahkeme hem de zanlı olan bu grubun bir benzeri tarihte yer almamıştı.
Konvansiyon Meclisi daima rüzgara boyun eğmiştir; ama o rüzgar halkın ağzından çıkıp esiyordu ve Tanrı'nın nefesiydi.