Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dokuz Hakkında

Dokuz konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

...Kanıyorum bak, her yanım kızıl kan içinde. Kanıyorum gördüğüm o düşe hemen, her seferinde. Oysa hiç kanamıyorum o eşsiz gülüşüne. Ne kanmak düşlerime, ne kandırmak kendimi, ne de kana kana doymak sana... Eviriyorum, çeviriyorum koskoca bir hiçlik elimde... "Süveyda" diye mırıldandı. "Demek ki kalbine koskoca dokuz yıldan sonra soktun beni. Benim siyah gül tutkumun Süveyda olduğunu anlaman için koskoca 9 yıl geçmesi mi gerekliydi? Evlenmemizin üzerinden çok da zaman geçmeden evvel anlamıştım gerçek aşkın ne olduğundan habersizliğini. Evlenmeden önce kalbinde gördüğüm o küçük siyah noktayı büyütmeni, beni oraya koymanı bekledim hep. Süveyda nedir, bilir misin Samir? Süveyda, siyah küçük bir noktadır ki, insan karşısında ki kişiye gerçekten sevgi duyduğu an kalbine düşer bu kara leke. Kandaki siyah bir pıhtıdır Süveyda; Hem maddi hem de uhrevi âlemin tümünü kuşatan bir öz ve insanın varlığının bir hakikatidir. Nasıl ki, bir meyve çekirdeği özünde ağacını barındırıyorsa, şu Nokta-i Süveyda adı verilen kara leke de kâinatın özünü barındırır içinde. İnsanlar bilmese de dünya sevgi üzerine kurulmuştur ve bir insan âşık olduğunda kalbine düşen o süveyda, suya damlatılan mürekkep gibi çözülür; Yavaş yavaş büyür ve tüm benliğini kaplar. İşte insanın bedenine yayılan o kara lekeye Kara Sevda denir ve bu hastalığa tutulan ruh ve beden savunmasız hale gelir. Odur ki sevgide azalma olduğunda bu leke küçülür, küçülür ve zamanla iyiden iyiye yok olur. Kara sevda bu kara lekeden gelir ve hatta Mecnunun körlüğü, kalbini kaplayan o kara süveydadan bilinir. Hayatındaki varlığım tehlikeye girdiğinde beni ne kadar sevdiğini anladın ve kalbindeki o lekeyi çok kısa zamanda büyüttün. İşte bu siyah güller de rengini o kalbinde ki süveydadan aldı. Kalbindeki aşkımdan rengini alan bu siyah güllerin yalnızca bir matem çiçeği oluvermesi ne acı değil mi? Oysaki senin ellerinden almayı dilediğim bu güllerin aşkımızın nişanesi, mutluluğumuzun mührü olmasını isterdim."
Tahmini Okuma Süresi: 7 sa. 49 dk.Sayfa Sayısı: 276Basım Tarihi: Mart 2013Yayınevi: Adom Yayıncılık
ISBN: 9786058713918Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 83.5
Erkek% 16.5
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ahmet Karayün
Ahmet KarayünYazar · 3 kitap
Bir uçtan öteki uca kadar, adeta cenneti andıran ülkemizin Ordu ilinde dünyaya gözlerini açan Gazeteci-Yazar Ahmet KARAYÜN, gezmeyle bitirilemeyecek derecede büyük, şairlere ilham verecek kadar güzel, yazarların romanlarını süsleyecek kadar çekici olan İstanbul’da yaşamını sürdürmektedir. Kendisini gören şairleri, yazarları meftun eden İstanbul, KARAYÜN’ü de es geçmemiş ve onu öncelikle dolambaçlı sokaklarında gazete dağıtımıyla oyalamıştır. Lakin, illaki maşukunun yüzünü görmek isteyen yazar, kaleminin yanına bir de fotoğraf makinesi ekler, mizanpaj-montaj yapmaya ve İstanbul’un her semtiyle ilgili haberler kaleme almaya başlar. Şimdilerde Yerel Haber Gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yürüten KARAYÜN, buna ilaveten İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği (İYGAD) Yönetim Kurulu ve Yerel Basın Birliği Derneği (YBBD) kurucu yönetim kurulu üyeliği görevlerini yerine getirmektedir ki, kendisi aynı zamanda T.C. Başbakanlık Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğünün Sarı Basın Kartı sahibidir. Yazmak onun hayatında hep var olan bir olguydu. Mıknatıs, demiri nasıl çekiyorsa yazmak da KARAYÜN’ü kendisine öyle çekiyordu. O, tıpkı bambu ağacı misalinde olduğu gibi içindeki yazarı yıllarca besledi, besledi, besledi… Derken beklenen oldu ve ilk romanı “GİZLİ MİRAS” ile siz değerli okuyucuların karşısına çıktı. Yazılarında 7’den 77’ye herkesin istifade edebileceği sade bir dil kullanan yazar, romanlarına “Dokuz” ve “Çakal Kayası” adlı iki eserle devam edecektir. Her insanın bir hikâyesi olduğuna yürekten inanan Gazeteci-Yazar Ahmet KARAYÜN, iki çocuk babasıdır