Görülecek, işitilecek, tadılacak, okunacak, yazılacak, yapılacak o kadar çok şey birikiyor ki, bundan sonra hayatımın bütün bunlara yetişmeyeceğinden korkuyorum
❝Bazen etrafımızda o kadar esrarlı bir hadise olur ki ince teferuatına kadar bunu sezeriz. Fakat hiçbir şey idrak etmeyiz; ruhumuzun içinde ikinci bir ruh herşeyi anlar, fakat bize anlatmaz, böyle korkunç işaretlerle bizi muammanın derinliklerine atar ve boğar.❞
Ah ben ruhumun içindeki o ikinci ruhu bilirim, esrarı gören gözleriyle ve Esra da duyan kulaklarıyla her şeyi sezer ve bana sezdirir ve beni aldatmaz, ah, içim beni aldatmaz.
Öyle bir yaşta idim ve öyle bir mizaçta idim ve çocukluğumda o kadar az oyun oynamıştım ve aldatmasını o kadar az öğrenmiştim ki, yalan bana suçların en ağırı gibi geliyordu; ve bir yalan söylendiği zaman insanların değil, eşyanın bile buna nasıl tahammül ettiğine şaşıyordum. Yalanı her şeyi isyan etmelidir. Eşya bile..