Öne Çıkan Durub-ı Emsal-i Osmaniye: Şinasi Hikemiyatının Ahkamı Tasvir Gönderileri
Öne Çıkan Durub-ı Emsal-i Osmaniye: Şinasi Hikemiyatının Ahkamı Tasvir kitaplarını, öne çıkan Durub-ı Emsal-i Osmaniye: Şinasi Hikemiyatının Ahkamı Tasvir sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Durub-ı Emsal-i Osmaniye: Şinasi Hikemiyatının Ahkamı Tasvir yazarlarını, öne çıkan Durub-ı Emsal-i Osmaniye: Şinasi Hikemiyatının Ahkamı Tasvir yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah sağ gözü sol göze muhtaç etmesin.
Ne kadar harika bir söz değil mi ? Aynı zamanda başlık. Hatta bence biraz kitapları seven birisi bu sözden ne eserler ortaya döker. Beni çok etkiledi çok ..
Maksimum 2 saatinizi alacak ve atasözlerimizin içerikleriyle ilgili hikayelerin yazıldığı bir eserdir. Size ne katacağını soracak olursanız bir mecliste ya da herhangi bir ortamda söz hakkı size düşünce ya da bir konuya hakim konuşma yapmak isteyince burada okuyup da ilginizi çeken bir hikayeyi anlatabilir hale gelirsiniz bu çok işe yarıyor :) Bunlar hep tecrübe ..
Anaların hali malum ya! Aslanı, kaplanı ,paşası, nazlısı nazlısı hep oğludur. Hem de Oglu ne kadar büyürse henüz çoçuk sayılır. Ne kadar çirkin olsa dünya güzeli odur. Ne kadar ahmak olsa zamanın Eflatun’u kendi oğludur.
“Anacığım şükür yetiştiren Tanrı’ya, işte, geldik, yetiştik, gönül ev bark olmayı arzu ediyor. Zaten dünyanın neye müsaadesi var. ‘Erken evlenen ile erken yola çıkan aldanmamış’ derler, evlenecek olduktan sonra erken evlenivermelidir”
“Bir yeni dostunu dahi, eski dost yerine koyup da her sırrını açma ve tehlikeli bir zamanda kendisine müracaat etme. Çünkü yeni dosttan vefa gelmez ve hatta gelse bile o vefada hayır olmaz. Hiçbir şey yapamayacak olsa, hiç olmazsa böyle bir vefadan dolayı seni minneti altına almak ister.”
Ahmet Mithat Efendi'nin, İbrahim Şinasi'nin Durub-ı Emsal-i Osmaniye adlı atasözleri kitabından yaptığı seçme ve bu seçilen atasözlerine yazdığı hikayecikler olan eseri.
Dergah yayınları kitabı aslına uygun basmış olup bilinmeyen kelimeler için sayfa altlarına sözlük eklemiş. Bu, özellikle genç nesil için, okumayı zorlaştırsa da Osmanlı Türkçesi ilgisi olanlar için ilgi çekici olabilir.
Kitaptaki seçilen atasözleri şunlardır:
- Atı alan Üsküdarı geçti.
- At bulunur, meydan bulunmaz; meydan bulunur, at bulunmaz.
- At sahibine göre eşer.
- Ateş düştüğü yeri yakar.
- Atılan ok geri dönmez.
- Aç tavuk kendini darı ambarında zanneder.
- Aç gezmeden tok ölmek yeğdir.
- Adam adamı bir kere aldatır.
- Adem oğlanına iyilik yaranmaz.
- Aşağı tükürsem sakalım, yukarı tükürsem bıyığım.
- Ağustosta suya girse balta kesmez buz olur.
- Anlayana sivrisinek sazdır, anlamayana davul zurna azdır.
- Alçacık yerde tepecik kendini dağ sanır.
- Aldatayım diyen aldanır.
- Ayağında donu yok, başına fesleğen takar.
- Er oğlu üçe kadar.
- Ere inanma, soya dayanma.
- Eski dost düşman olmaz, yenisinden vefa gelmez.
- Eşek kocamakla tavla başı olmaz.
Âlemde herkesin arasında bir şahsi menfaat bulunur, hatta iki kardeş bile diğerine karşı şahsi menfaatlerini müdafaa eder. Fakat dost olanda şahsi menfaat kalmaz ki müdafaa etsin ve bir adamda şahsi çıkarlar kalmamalıdır ki dost olabilsin.