Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Seçme Şiirler

Duvar Yazısı

Paul Auster

Duvar Yazısı Gönderileri

Duvar Yazısı kitaplarını, Duvar Yazısı sözleri ve alıntılarını, Duvar Yazısı yazarlarını, Duvar Yazısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ateş Sözcükleri
Yön değiştirmiyorsun. Parçalanıyorsun. Duruyorsun. Saatler koruyor seni çobanpüsküllerinin arasından on iki kez çalan gong senden daha sessiz, bir şey, birinin azat ettiği bir şey, adını kurtarıyor kömür olmaktan. Bir kez daha duruyorsun orada, güneş düşünde buz ve kaygı arasında. Senin için bunca uzağa geldim, yankısı dönen bu ses bana ait değil artık.
YAZICI
O ad hiç çıkmadı ağzından: kendi kendine konuşarak yeni bir beden yarattı kendine: yeniden Babil’de buldu kendini. Yazılmıştı. Gözlerinden dökülen çiçekler bir yabancının ağzında açar. Yutkunmak açlıkla uyaklıdır ve ayrılmaz yumurtasından. Bulur çıkarır paçavralar arasından elinde kışın delik deşik ettiği küçük kara bir bayrak tutacak o öksüz çocuğu. İlkyaz geldiğinde penceresinin altında yüz beyaz taşın öfkeli alevçiçeklerine dönüştüğünü duyar.
Reklam
kendini kendinden ayıran bu boşlukta o da ilk kez soluk almaya başlayabilirmiş gibi.
Senin için bunca uzağa geldim, yankısı dönen bu ses bana ait değil artık.
Hiçbir şey kalmadı geri. Soğuk göz bakar soğuğa, bir yalım imgesi ağzında direnen sözcüğü yer gibi. Dünya dünyaya bıraktıklarındır, yalnızca sensin dünya bedenimin bir parçası olduğu: bu yer her şeyin yokluğu.
Unutma bunu benim düşgörmez sevgilim, ben de kardan önce geldim bu dünyaya.
Reklam
Ve ciğerlerimizde yarısı söylenmemiş sözler birleşen ateşin artan isteği, ve bizi taşıyacak sözcükler bizden uzakta şimdi--
Kendini uzaklara adıyorsun, ısınmak için kendini yakıyorsun
Beyaz
Boğulan biri için bu sayfa: bir şişenin içinde denize atılmış gibi. Bu yüzden gökyüzü gibi dünyanın düş gemisine binerken bile dünyanın bir yankısı ona doğru yelken açmış olabilir, yağmurun anılarıyla yüklü bir gemi, denize yağan yağmurun sesi. Bu yüzden yine de bir haber alacak o, dağların dorukları dalgalara gömülürken ve kırk gün, kırk gecedir hiçbir güvercin geri dönmemişken.
Seni düşleyenlerin yitik ağızlarında kal.
Reklam
Gölge Gölgeye
Akşamın alnacının karşısında: gölgeler, ateş ve sessizlik. Sessizlik bile değil, sessizliğin ateşi-- bir soluğun yere serdiği gölge. Bu sessizlik duvarından geçmek için geride bırakmalıyım kendimi.
son azık
Taşları suçlamayacaksın ya da artık taşların ötesindeki benliğini beklemeyeceksin ve diyeceksin yüzüm bir taşa dönüşmeden önce yas tutmazdım taşlar için. önünde ve arkanda, karanlıkta duracak günle birlikte hareket eden, nerdeyse bir solukta içine çektiğin bir şey. Yaşamın bu istek ülkesine acının haccından başka bir şey değilmiş gibi gözlerin, seni sesine kapatan duvarlara açılacak, öteki sesin seni aşkın uzalıklarına götürecek, ölümünün içinde yaşıyor olmanın almaşık ve daha ışıltılı dehşetinin içinde uzandığın, ve orada dönüşeceğin taşlara konuşacaksın.
sanki tesadüfen keşfettiğim Ezekiel'in gazabı gibi, "yaşam" ve "evet" dedi bize "kanın hâlâ damarlarından yaşa" ancak böylece yaklaşabilirsin bana --
Gevşek raylar, paslı anılar: artık taşınmayacak kadar ağır, bir kez daha makas değiştiren geçmek için senin bronz dünyana. Göz görür görmek istemediği şeyleri: göz her zaman reddetmeyi reddetmek zorunda.
411 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.