Efsane Gönderileri
Efsane kitaplarını, Efsane sözleri ve alıntılarını, Efsane yazarlarını, Efsane yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İçimde umutlar vardı ve tabii hüzünler...
Sayfa 273 - Kapı RomanKitabı okuyor
Düşündüm, ömrümüzün yarısından çoğu beklemekle geçmişti ve daha fazla bekleyemezdim, beklemeyecektim.
Sayfa 272 - Kapı RomanKitabı okuyor
Sesinin tonunu özlemiştim, saçının rengini ve kokusunu.
Sayfa 267 - Kapı RomanKitabı okuyor
Özlemek düşünmeyi, düşünmek hayal etmeyi, hayaller de şekil ve kalıplar içinde görmeyi getiriyordu.
Sayfa 250Kitabı okudu
Özlemimin çokluğu zihnimde bir hayal kirliliği oluşturmuş gibiydi.
Sayfa 250Kitabı okudu
Meğer nerede olduğunu bilmeden onu özlemek ne kadar kolaymış. Yirmi yıldır vuslata hiç bu kadar yakın ve hiç bu kadar uzak olmadığımı düşündüm.
Her gün yeniden ölerek yaşamanın ne demek olduğunu anlatamam size hanımefendi... Yaşayarak ölme hakkını yitirmiş gibi ve yaşadığını zannederek nefes alıp vermenin ne
"Efendimiz, seven sevgilinin iradesine boyun eğmişse eğer..." Sözümü kesti:
"Tut ki öyledir, sevgili ne istediğini her zaman söylemez, seven anlamalıdır!"
"Sevgilinin hayır dediğine sevenin evet demesi yakışık almaz zannederim efendimiz; belki onun isteğine uyup fedakârlık yapmak gerektir!"
"Hüner sahibinin hazinesinin anahtarı ağızdaki dilidir, Sidi. Kapı kapalı olursa kim ne bilecek mücevheratçı mı, yoksa hırdavatçı mıdır? Erdemli kişilere ziyanı dokunan iki şey vardır. konuşmak gerekirken susmak ve susmak gerektiğinde konuşmak.
Kader defterlerimizde ömrümüz şu kadar yıl, şu kadar ay, şu kadar gün diye yazılmıyor. Tek kalemde şu kadar nefes diye yazılıyor. Diyelim yüz milyar yüz bir nefes... Yüz milyar yüz birinci nefesi aldığında, zaman denilen kutsal emanet senin üzerinden çekiliyor, bedenin bir kalıp olurken sen zaman ötesi bir başka yere taşınmış oluyorsun."
Sayfa 57Kitabı okudu
Çünkü sevgilinin gelişini beklemenin lezzeti bütün ömrümü doldurmuştu. Gelişini beklemek güzeldi de ya giderse korkusu içimi kemirip duruyordu."
Sayfa 222Kitabı okudu
Biliyordu, haddi aşan her şey zıddına evrilir. Yıllarca Alkala'ya o derece hasret kalmış, onu görmeyi yüreğinde o derece arzulamış, onu iştiyakla öylesine özlemişti ki görüşme vakti geldiğinde "kavuşma”nın, "özlem” derecesinde yüksek olmayacağını düşünmüş, "Ya özlediği Billure'yi bende bulamazsa!" fikri, kalbini vuslattan alıkoymuştu.
Hangi yol kimi hedefine ulaştırır belli değil." "
Sayfa 199Kitabı okudu