"Evet. Akıl bu işte. Ama akıl öyle az ve adaletsizce dağıtılmış ki insanlara keşke herkes aynı akılda olsaydı... ama gerçek bunun tam tersi... Biri anlıyor, diğeri anlamıyor ve bir de anlamak istemeyenler var, görmüyor musun ?"
"Yüreğin hiç bir neden olmadan tatlı bir hüzünle dolduğu ya da sona eren günün küçük üzüntülerin ruhumu tırmaladığı anlarda dualarımı kendim yaratmaya çalışırdım."
Sabır kadar insanı korkunç bir biçimde yaralayan bir şey yoktur, koşulların zorlamasına alçak gönüllü bir uysallık göstermekle insan yalnızca derin yaralar alır.
"Daha az uyunan, daha az dövüşülen, hiç sonu gelmeyen yakınmalarla tanrısı daha az tedirgin edilen, insanları daha az hakaret gören ve daha büyük bir hoşgörüyle yargılanan yerlere kaçıp gitmek için içimde sonsuz bir arzu vardı."