Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları

Kemal Yalçın

Öne Çıkan Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları Gönderileri

Öne Çıkan Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları kitaplarını, öne çıkan Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları yazarlarını, öne çıkan Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hakkımızı arayamadık. Muhacir gelmiştik. Şaşkınlık içindeydik. Kimi­miz tekrar memleketimize döneriz zannediyordu. Kimimiz 'hakkımızı ararsak, bakarsın zorla Yunanistan'a gönderirler!' diye korkup susu­yordu. Şok geçirmiştik. Aklımız başımızda değildi. Ne olacak, neyapa­cağız? Bilemiyorduk... Dil bilmiyorduk. Bazı Honazlılar: 'Biz ne anladık bu işten, Yunan kaçtı, Yunan geldi!' diyorlardı. Ne yapalım, kendi aramızda Rumca konuşurduk. Yerliler kızardı bize. Yoksullaştık. İş yoktu, güç yoktu. Yazları İzmir'e ırgatlığa giderdik. Üç- dört sene ben de gittim. Narlıdere'de tütün işlerinde, tarla bahçe iş­lerinde çalıştım. Geldiğimizde Honaz'da görenek yoktu. Medeniyet yoktu. İki kazık çakmış, bir çuval asmış, arkasına iki çalı koymuş. Buna tuvalet diyor­ lardı. Bizim orda her evin tuvaleti içinde olurdu.''
372 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ne çok isterdim Rum, Ermeni, Yahudi komşularımız olsun, evlerimiz birbirine baksın, çocukluktan gelen dostluklarımız olsun. Düğünler, bayramlar, cenaze törenleri, farklı yemekler derken bir dünya vatandaşı olur çıkardık. Ama mümkün olmadı malesef. Bu toprakları bırakıp gitmek zorunda kaldı çoğu, kalanları da çok dindar ve milliyetçi geçinen birileri kovdu 6 7 Eylül olayları ile. Herkes kötü biz çok iyiyiz öyle mi? Nah iyiyiz. O şöyle, bu böyle diye diye artik kendimize bile düşman olduk. Millet birbirini boğazlıyor. Sivas'ta onlarca insanı diri diri yakıyor, Başbağlar'da bunun intikamını alıyor kimileri, Alevi, Sünni, Kürt, Türk derken kimsesiz kaldık. Kendi derilerimiz içinde ıpıssız hayatlar sürüyoruz...Emanet Çeyiz, Honazli bir Rum ailenin mübadele sırasında kaçarken, kızlarının çeyizlerini Türk komşularına emanet etmesini, ve torun Kemal Yalçın'ın bu emaneti karşı tarafın torunlarına ulaştırmaya çalışmasının öyküsü. Gerçek hayat bazen kurmacadan daha şaşırtıcı ve gizemli olabiliyor. Çok can acıtan , kederli bir öykü bu. Selamlar saygılar...
Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları
Emanet Çeyiz Mübadele İnsanlarıKemal Yalçın · Birzamanlar Yayıncılık · 2006150 okunma
Reklam
372 syf.
·
Puan vermedi
Sofiya ve Eleni'nin Yunanistan'a geri dönmek zorunda kalırlarken bıraktıkları çeyizlerinin yıllar sonra torunlarına ulaştırılmaları , emanete verilen önem ve Türk-Yunan dostluğunun gizli kalmış duygusal anlatımı...
Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları
Emanet Çeyiz Mübadele İnsanlarıKemal Yalçın · Birzamanlar Yayıncılık · 2006150 okunma
328 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Mutlaka okunması ve her kütüphanede bulunması gereken bir eser... "Ölmeden bir kere olsun memleketimizi göreydim!" diyenleri, "Beni de götür!" diyenleri doldurdum otobüse. "Sür şoför Honaz'a!" "Sür şoför! Uçur bizi Selanik'e, Kozlar'a, İnelli'ye, Köseler'e, Uçana'ya..." "Sür şoför Vatalakos'a." "Sür şoför Mirsina'ya, Grebena'ya, Vraşno'ya." "Sür şoför! Doğru Ferizdağ'a... Duyan geldi, duyan geldi Amasya'dan, Erbaa'ya kadar... Her yıl, her yıl olmazsa beş yılda, on yılda bir aynı gün aynı saatte burda, orda, dünyanın her yerinde varlığı işlevinden utanan her tapınak, camileştirilmiş her kilise, müzeleştirilmiş her cami anadilinde çağırmalı insanları. Çan sesiyle gelmeli Müslümanlar kiliseye.Ezanla durmalı safa Hıristiyanlar camilerde... Herkes, ama herkes her dinden, her dilden baş başa vermeli. Yetmiyorsa diller anlaşmaya sessizliğin diliyle konuşmalı sessizliğin diliyle düşünmeli... Yobazlığın tanığı, barışın elçisi olmalıyız. Ne kin kalır, ne kör döğüşü; durulursa seller sevgi denizinde.
Emanet Çeyiz Mübadele İnsanları
Emanet Çeyiz Mübadele İnsanlarıKemal Yalçın · Birzamanlar Yayıncılık · 2006150 okunma
Oturuşlarında, başındaki kasketin duruşunda, bakışlarında , görünümlerinde Anadolu insanının izleri vardı.
Reklam
"Bana, 'Baba Yorgo, oğlundan daha dinçsin. Bunun sırrı nedir?' diye soruyorlar. 'Bre ben Karadeniz'in suyunu avuç avuç içmişim... Kara­ deniz'in suyu şifalıdır. Onun için dinç kaldım, onun için sağlam duru­ yorum' cevabını veriyorum. "Baba Yorgo, dinç kalmanın sırrını öğrendim. Peki Türkçeyi nasıl ol­ du da unutmadın, böyle güzel konuşuyorsun?" Deniz kıyısında yürüyorduk. Birden durdu, gözlerimin içine baktı. Ya­nıtı kısa ve özdü: "Türkçe, benim vatanımın dilidir, unutmam!"
Sevgidir insanı insanlaştıran! Kan kanla yunmaz, kin kinle temizlenmez ki ! Sevgiyle artar bereketimiz!
Sayfa 344Kitabı okudu
Çekilen acılar güle dönüştü! güldük, gülüştük...
Sayfa 165Kitabı okudu
Herifin biri, durmadan para biriktirirdi. 'Köyümüze döneceğiz. Orda yeniden tarla, bahçe alacağım!' derdi. Öldü gitti. Biriktirdiği bir çuval para da geçmez oldu. Sonra kızı, 'Dön­ dün gari köyüne, aldın gari tarlaları!' diye diye yaktı hepsini. Köyden gelenler, 'Çirkince'ye gideceğiz! Çirkince'ye gideceğiz!' diye diye ölüp gittiler. Orda doğanlardan üç beş kişi kaldık.
225 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.