Hayatı kadınların örgütlenmesi, bilinçlenmesi, iş ve mes lek sahibi olması ve kadın-erkek eşitliği için mücadeleyle geçen Emine Semiye Sefalet romanını Şair Nigar Hanım'a ithaf eder. Kitabın girişinde bulunan ithaf mektubunda Sefa let'i nasıl bir duygu ve ilhamla yazdığını şu cümlelerle anla tıyor: "...sokağa baktım. Gelip geçenler arasında fakir genç kadınların, ayakları çıplak zenciyelerin, değneğine yaslanarak düşe kalka yürümeye uğraşan ihtiyarların şu sefil halleri nazar-ı dikkatime dehşetle çarptı. 'Ah şu dakikada, şairlerin kalemini, ressamların fırçasını meşgul eden kış mevsiminin böyle yanıltıcı zamanında, bir boyda beyaz çarşaflarla örtü len damlar altında, kim bilir kaç bedbaht hasta sefalet yatağına uzanmış, kim bilir kaç biçare kömürsüz ve aç kaldığı için inlemektedir!' diye söylenerek kederlendim; gözlerim den yaşlar akıyor, bu defa da ruhum titriyordu! Bu acı veren düşünce, duygularımı coşturdu, işte o duyguyla da Sefalet romanı ortaya çıktı."
"Yürü! Ey kaderin bedbaht ettiği mahluk! Yürü! Seni ezen șu felaketin geçici olduğuna yürekten inan ki kaybettiğin nimetlere tekrar kavuşasın! Şüphe etme, düşün ki Cenabıhak kullarına iradeyi bahşetmiştir! Yürü ey sahipsiz biçare, yürü! Sebat ve gayret en iyi dostlarındır. İnsanlar yardım ellerini senden esirgediler. Lakin azmedenler er geç amaçlarına ulaşırlar.."
Biz bu sefalethanede gün oluyor ki ekmek bulamıyoruz. Ama havayı faziletle karıştırarak öyle nefes alıyoruz. Bu ruhen bizi gayet iyi besliyor, açlık canımızı alsa bile vicdani saadetimizi bozamaz...
Sefalet pek az okunma oranına ve pek hoşnut yorumlara sahip olmasa da bence zamanına göre gayet güzel bir dille yazılmış pekala iyi bir kitap. Açıkçası kitap ne zaman yazılmış, daha doğrusu hangi edebi döneme denk geliyor bilmiyorum ama kitapta ara ara şu Tanzimat Dönemi yazarlarının yaptığı hataları görmek mümkün. Hatalar dediysem de bu ismi
Türk edebiyatının ilk kadın yazarlarından ve döneminin kadın hakları konusunda öncü kişiliklerinden biri olan Emine Semiye, Tanzimat ilk kuşak romancılığı anlayışını unutturacak nitelikte bir romana imza atıyor. Kitabın yazım sürecine bakıldığında 1. Meşrutiyet ilan edilmiş ve yazarları bekleyen karanlık bir istibdat dönemi başlamış durumdadır.