En Eski Emperyalist Türkiye kitaplarını, en eski Emperyalist Türkiye sözleri ve alıntılarını, en eski Emperyalist Türkiye yazarlarını, en eski Emperyalist Türkiye yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Devrimci marksizmin, leninizmin kurucularının devleti açıklıkla yazamayışlarında Hegel'e bağlılıklarının rolü var. Bundan öte bireysel yaşamlarında devleti yeterli ölçüde tanımadılar; Marx ve Engels sürekli ülke değiştirmekle birlikte yine de Sanayi Devrimi sonrasının liberalizmini yaşadılar. Lenin'in ise Sibirya deneyimi pitoresktir ve bunun dışında hep Avrupa'da kaldı.
Devlet, bu bölgede çok daha çıplaktır.
Emperyalist aşamanın aydını, iktidarı reddeden yaratıktır. Küçük avuntuların, büyük sorumsuzlukların, kendisini tekrarlayan şakaların, reddetmeyen bir nihilizmin toplamı...
Türkiye, itirafçılarına estetik ameliyatı yaptırmanın maliyetini kendi devletine yükleyen bir ülkedir. Önce şaşırtıcı geliyor; ancak giderek daha az şaşırtıcı buluyorum. Çünkü, Türkiye tanınmaz olan insanlar ülkesi haline gelmiştir; son zamanlarda insanlarının yüzü hızla değişiyor. Türkiye insanı ve özellikle elit insanı, çok hızlı bir estetik ameliyat sürecini yaşıyor.
Türkiye, elit insanının yüzünü değiştirdiği bir döneme giriyor.
Türkiye, aydın insanının yüzsüz kaldığı bir ülke oluyor.
"Artık hiç tanıyamıyorum" bu söz günlük dile giriyor.
"Sanki, bambaşka bir insan" ; bu daha çok işitiliyor.
"Çok hızlı değişti"; bu, Türkiye'nin elitine en uygun düşen söz olmalıdır.
Kentlerde genç elitlerin, daha çok geceleri saat onbirden sonra gittikleri ve sabaha doğru döndükleri barlar türedi. Herkesin, işçilerin, işe gitmek için yataktan çıktıkları saatlerde yatağa giren genç ve orta kuşak türediler parazit değil de nedir; sayıları hızla artıyor ve büyük kentlerden çevreye yayılıyor.
John Berger, çok yerinde bir saptama ile reklamın tüketici toplumun ekini olduğunu ileri sürüyor; Berger'in saptamasının özünü değiştirmeden reklamcılığın emperyalist aşamanın artık kültürü olduğunu söylemek durumundayım.
Tekelli düzende sokaktaki insanın kültürü reklam kültürüdür; dili, reklamcının basit düşünmeye mahkum eden dili oluyor.
Emperyalist aşamanın ordusu profesyonel ordudur; bu, Türkiye silahlı kuvvetlerinin zaman içinde depolitizasyonunu zorunlu hale getiriyor. Politik ordu, profesyonel olamıyor; öldürme sanatının gereklerine göre değil, Türkiye soluna, askeri darbelere ve Kürtlere karşı tutuma dayalı bir liyakat ve terfi sistemine göre biçimlenmiş bir ordunun profesyonelliğinden söz etmek mümkün görünmüyor.