Yıllardır listemde, aylardır kitaplığımdaydı. Ama sürekli erteliyordum. Bu kitabın zamanı şu anmış, ilaç gibi geldi
O kadar özgün bir dili var ki yazarın neyle kıyaslasam, nasıl tarif etsem bilemiyorum. Ama buram buram edebiyat kokuyor ve insanın içine işliyor diyebilirim, naçizane.
Deryadil ailesini okuyoruz. Siyasi sebeplerden yıllardır Fransa'da yaşayan Koza nihayet eve döner. Anne Edibe bütün çocuklarını ve torunlarını sofrada toplar. Biz de gece boyunca olup biteni okuruz. Hem de renk renk, hepimizden birer parçanın bulunduğu çeşit çeşit karakterin bakış açısından... Sadece insanların değil, sürahinin, masa örtüsünün, aynanın, bir çift pabucun, bir fotoğrafın, hatta suyun dilinden tanık oluruz Deryadil ailesinin yaşam öyküsüne.
Karakterler hem çok olağan hem de olağanüstüydü. Okumaya doyamadım. Bir şans verin en azından :)