Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ennegram ile Kişilik Analizi

Don Richard Riso

Ennegram ile Kişilik Analizi Gönderileri

Ennegram ile Kişilik Analizi kitaplarını, Ennegram ile Kişilik Analizi sözleri ve alıntılarını, Ennegram ile Kişilik Analizi yazarlarını, Ennegram ile Kişilik Analizi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarz 9
Çoğu Dokuz tinsel çalışmalar ile ilgilenir çünkü benlik bilincinin ötesinde yatan ve Birlik ile gelen tam mutluluk hissini bir şekilde hatırlamaktadırlar. Sorun, Dokuz'ların bu Birliği hayal etmeleri ve böyle bir inanışı anlatan bir felsefe ile ilgilenmeleridir. Ama tüm bunlar, Birliği dünyada yaşayabilmek için gerekli iç çalışmadan çok değişiktir. Miskinlik ile beyaz ışığı düşleriz, derin felsefeler ve yoga ile iç içe oluruz, tinsel egzersizlerden geçeriz, ama benliğimizin özündeki eksikliği -gerçek doğamızın içinden fışkıracağı boşluğu- kesinlikle göremeyiz.
Tarz 6
Öz gerçekten vardır. Gerçeklik bizi desteklemektedir ve biz onun bir parçasıyız. Destek oluşturmak zorunda değiliz çünkü o zaten oradadır. Bu açıdan bakarsak nasıl ki göğe inanmak hiçbir şey ifade etmiyorsa bu desteğe de inanmak ve inanmamak önemli değildir. Öz hissedilen ve yaşanan gerçekliktir. Böylelikle Kutsal İnanç, yaşamın ve evrenin içsel iyiliğine inanmamız için bize sarsılmaz bir güven aşılar. Benlik açısından işler iyi gitmiyor olsa bile anda var olduğumuzda desteklendiğimizi ve gerçek doğamızın asla incinemeyeceğini hissederiz. Kutsal İnanç sayesinde yaşanan anın getirdiğine anında yanıt verebilecek içsel özgürlüğe sahibiz çünkü çeşitli inanışlar, şüpheler ve öğrenilmiş usuller bizi bağlamaz. Her an en uygun eyleme yönlendiriliriz.
Reklam
Tarz 5
Zihin sanki olası bir felaket için kaynak istifi yapmaktadır. Böylelikle Beş'ler bilgi, beceri ve kaynak toplayarak sırf kendileri için yarattıkları bölgeden gerçeği yeniden keşfetmeye çalışırlar, Sorun, zihinle bu şekilde özdeşleşmenin bizi Var Oluşumuzun desteğinden ayırması ve dünyadan uzaklaştırmasıdır. Daha da ötesi, Beş'ler yaşamak amacı ile sürekli bilgi veya beceri toplamaya odaklanırlarsa yaşamaya başlamaları giderek zorlaşacaktır. Vermek, cömert olmak korkutucu bir olay haline gelmiştir. Sanki Beş'ler “Kendim için bile yeteri kadar olmayan bir şeyi kimselere veremem. Sonra ben yoksun kalırım. Yaşamayı öğrenmek için zamana ihtiyacım var” demektedirler, Hâlbuki ne denli çalışır, öğrenir veya biriktirirlerse biriktirsinler hiçbir zaman kendilerini yaşam için hazır hissedemeyeceklerdir.
Tarz 4
Dört'ün benlik gündemi belirli bir kimliği ayakta tutmak, birey olmaktır. Bunu sağlamak için de benlik, başkalarından ne denli değişik olduğunu kanıtlamaya çalışır. Bu benlik faaliyeti yavaşladığı zaman gerçek kimliğimizin kaynak ve kökeninin Var Oluş olduğunu anlarız. Bu bir kavram veya inanç değildir, tersine Özü doğrudan yaşamaktır. Kendimiz olmak için hiçbir şey yapmayız, yapamayız.
Tarz 4
Aslında Dörtler bir doğruyu görmektedirler: Benlik sahtedir, acıyı temel alır ve eninde sonunda yetersizdir. Dörtler bu farkındalığı değişim için kullanmak yerine duygusal tepkiler ve eksiklik inancı içinde boğuşurlar ve bundan bir kimlik oluştururlar. İç yetersizlik hissi ile özdeşleşen ve kaynağı ile ilgili öykülere ve yorumlara yapışan benlik varlığını sürdürür.
Tarz 4
Başkaları nedense daha canlı veya daha bütündür. Diğer insanlar sanki daha verimli bir hayat sürmektedirler, işleri ve evlilikleri daha müthiştir ve kıskançlık tüm bunların bizim için mümkün olamayacağını söyler.
Reklam
Erdemler uyanmış kalbin doğal ifadeleridir. Kendimizi "erdemli" olmaya zorlayamayız. Rahatladıkça, anı yaşadıkça, farkında oldukça, benliğin korku ve arzularını keşfettikçe Erdemlerin ruhumuzda doğal olarak ortaya çıktığını görürüz.
Ichazo'nun sözleri ile: ...Öz olarak her insan kusursuz ve korkusuzdur, evrenle sevgi içinde bir olmuştur; baş, kalp ve karın bölgelerinde bir sıkıntısı veya başkaları ile bir çatışması yoktur. Derken bir şeyler olur ve benlik gelişmeye başlar, karma birikir, nesnellikten öznelliğe geçiş başlar; insan özünden kişiliğin içine düşer.
Öz olarak her insan kusursuz ve korkusuzdur, evrenle sevgi içinde bir olmuştur; baş, kalp ve karın bölgelerinde bir sıkıntısı veya başkaları ile bir çatışması yoktur. Derken bir şeyler olur ve benlik gelişmeye başlar, karma birikir, nesnellikten öznelliğe geçiş başlar; insan özünden kişiliğin içine düşer.
Öze gitmek kendimizden kaçmak değildir; o, bizi esir almış ve acı çekmemize neden olan yönlerimizden kurtuluşun yoludur. Öze gidiş olumludur, bireyselliğimizin inkârı değildir. Tersine o, içimizde derinlerde yatan bir şeylerle bağlantı kurmamızı ve canlanmamızı sağlayan bir haldir. İyi yönlendirilmiş deneyimlerle dolu mutlu bir yaşam, her birimizi birer çelişki olarak ortaya çıkaracak- özgür ama zorunluluklarla sınırlanmış, açıkgöz ama masum, herkese açık ama kendine güvenen, güçlü ama esnek, en yüksek ölçütleri hedef almış ama kusur kabul edebilen, var oluşun bize yüklediği acı hakkında gerçekçi ama yaşamı olduğu gibi kabul edip minnet duyan. Don Richard Riso - Russ Hudson
Reklam
Bağlanma Grubu
Tarz Üç, tarz Altı ve tarz Dokuz Bağlanma-Temelli Gruptadır. Bu tarzlar işlerine yarayan, onlara iyi gelen insanlara, durumlara veya hallere derinden bağlanma eğilimindedirler ve bu sorun yaratır. Üç’ler, başkaları tarafından kabul edilmek ve değerli görülmek için imajlarını ve hislerini ayarlamayı öğrenmişlerdir. Böylece, kendilerine gösterilen her türlü ilgiye ve şefkate bağlanırlar. Yaşamlarında onay bekledikleri kişinin olumlu algılamasına ve bu onayın sürmesi için yapılması gereken her şeye bağlanırlar. Altı’lar belirli ilişkileri, sosyal durumları, grupları ve inançları, güvenlikleri ve güvenceleri ile ilişkilendirmeyi öğrenmişlerdir. Bu bağlılıklara yatırım yaparlar ve zarar görecek olsalar bile onları savunurlar. (Örneğin, bir Altı kötü bir evlilik veya işe güvenceden dolayı bağlı kalabilir.) Dokuz’lar özerklik ve özgürlük ile ilişkilendirdikleri bir iç iyilik duyusuna bağlanırlar. İdealleştirdikleri birisini veya rahatlatıcı bir alışkanlığı veya çok sevdikleri bir yiyeceği veya TV dizisini denge ve iç huzur kaynağı olarak görürler. Kaynak ne olursa olsun Dokuz’lar rahat oldukları alanın değiştirilmesini veya bozulmasını istemezler.
Reddedilme Grubu
Tarz iki, tarz Beş ve tarz Sekiz Reddedilme-Temelli Gruptadır. Bu örüntüde benlik, küçüktür, zayıftır ve kurban edilmeye yatkındır; başkaları ise güçlüdür, tacizcidir ve reddedicidir. Üç tarz da yaşamları boyunca reddedilmeyi beklerler, dolayısıyla kendilerini bu hisse karşı savunmalıdırlar. Gerçek ihtiyaçlarını, savunmasızlıklarını bastırırlar ve daha fazla reddedilmemek için hizmet, yetenek veya kaynaklarını kullanıma sunarlar, İki’ler başkaları tarafından reddedilmemek için iyi insan olmaları gerektiğini düşünürler. Derinliklerde yatan değersizlik hissini ve istenilmeme korkusunu yenmek için başkalarını memnun etmeye çalışırlar. Sekiz’ler, kendilerini iyi olarak algılayan iki’lerin tersine, doğuştan kötü olduklarını ve reddedileceklerini düşünürler; bu nedenle güçlü olurlarsa ve çevrelerini kontrol ederlerse başkaları onları reddetmeye cesaret edemeyecektir. Kendilerini reddedilmeye karşı hazırlamak üzere yaşama karşı sert ve katı bir tutum alırlar. Beş’ler ihmal edildiklerini hissederler; bu nedenle bilgi sahibi olmaya veya reddedilmemek için başkalarının işine yarayacak beceri sahibi olmaya çalışırlar. Beş’ler de Sekiz’ler gibi bu konudaki hislerini örterek reddedilme acısını dindirirler. Üç tarz da reddedilmeyi geciktirmek amacı ile bir çeşit hizmet veya beceri sunarlar; iki’ler şefkat ve bakım üstlenmeyi, Sekiz’ler güçlerini, Beş’ler bilgi ve uzmanlıklarını önerirler.
Engellenme Grubu
Engellenme, rahatımızın ve ihtiyaçlarımızın gerektiği şekilde karşılanmadığı hissidir. Nefis “ açlık” yaşar- rahatsızdır, huzursuzdur, hoşnut değildir, sabırsızdır veya muhtaçtır. Bunlar çocukluğumuzdan gelen koşullanmış hislerdir. Kişinin ihtiyaçları farkında olmadan karşılanmaktadır ama o, arka plandaki örüntüden dolayı hâlâ kendini engellenmiş
Kendimizi tanımak
Enneagrama ister bu büyük açıdan bakalım, ister yaşamımızı basit şekillerde değiştirmek için Enneagramı kullanalım, bir olgu kesindir: Değişiyoruz. Ya ileriye ya da geriye gidiyoruz ama olduğumuz yerde durmadığımız kesin. Eğer değişmemiz gelişme yönünde olacak ise kendimiz için gerçekten doğru olanı istemeyi öğrenmeli ve korkularımıza teslim olmamızı önleyecek cesarete sahip olmalıyız. Kendimiz için gerçekten neyin doğru olduğunu bilebilmenin yolu ise kendimizi tanımaktan geçiyor.
Kişilik, Öz ve Tinsellik (Spiritüellik)
Kendimizi gerçekten tanıyabilmemiz için doğal olarak yıllarca çalışmamız gerekiyor; kendimizi gözlemleyerek ve Gurdjieff’in Çalışma (The Work) adı altında toplanmış olan öğreti ve yöntemlerini uygulayarak çok şey keşfettiğimizi düşünebiliriz. Bunlar ilk başta yüzeyseldir; gerçek nefsini bilme ancak yılların sabırlı çabası ile gerçekleşir. Bu çaba
132 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.