Büyük babasının dikmiş olduğu fidanlar şimdi ulu ağaçlar olmuştu ve o bu ağaçların büyümesini izlemişti. Mantar ve böğürtlen topladığı her biri ayrı bir isme sahip tarlaların arasında yürümek unutulmuş anıları geri çağırıyor ve kendisinin burasıyla bir bütün olduğunu hissetmesini sağlıyordu.