Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Fahim Bey ve Biz

Abdülhak Şinasi Hisar

Fahim Bey ve Biz Gönderileri

Fahim Bey ve Biz kitaplarını, Fahim Bey ve Biz sözleri ve alıntılarını, Fahim Bey ve Biz yazarlarını, Fahim Bey ve Biz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kim­se göründüğü gibi değildir. Fakat kimse görünmediği ve ken­di olduğunu sandığı gibi de değildir.
Herkes özünü sakladığını umarken aldanır, acemi­dir, bunu saklayamaz; fakat kimse karşısındakinin maksatları­nı duyarken aldanmaz, üstattır, gözünden hiçbir şey kaçırmaz. Karşımızda söyleyen her şeyi tahrif ederken biz ona içimizden "Sen dilediğini söyle. Ben istediğini biliyorum. Yalanını duyar­ken doğruyu da anlıyorum!" diyoruz.
Reklam
Herkes gökte yıldız arayan müneccimler gibi ya­şar. Halbuki herkes yolunda açılan bir çukura düşecektir.
Sayfa 110Kitabı okudu
Biz, saffetimizle sanırız ki bütün tanıdıklarımız her zaman ken­dimizi olduğumuz gibi görecekler, masum isek mücrim sayma­yacaklardır. Halbuki aleyhimizde verilen hükümlerin sebeple­ri çok kere bizim kusurlarımız değil, bize bakanların görüşlerini bulandıran kendi hisleri, acizleri ve öfkeleridir. Zalim size zulüm etmekteki sebebi kendi fena kanında bulur.
Esasen dünya afetlerinden böyle daima haber alarak yaşa­manın felsefi olan büyük karı da bütün bu felaketlerle kendi ba­şımıza gelen küçük sıkıntıları mukayese ederek halimizdeki nis­pi selametle müteselli olmakmış.
Reklam
Bu, günün en çok hoşuma giden akşam saatiydi. Akşam şeh­re ve kalplere helmesini döküyor, sokaktan geçenlerin gözleri­ ne karanlıkların sürmesini çekiyor, yüzlerini sanatın manalarıy­la güzelleştiriyor, hareketlerini kahramanların edalarıyla asalet­leştiriyor, her şeyi romantik gölgelerle sararak kıymetleştiriyor­ du.
çok doğru
''Halbuki aleyhimizde verilen hükümlerin sebepleri çok kere bizim kusurlarımız değil, bize bakanların görüşlerini bulandıran kendi hisleri, acizleri, öfkeleridir.''
İşte, sanki muayyen bir talih üzerine saplanmış da bu değişmeyen mukadderatı sonu gelmeyen uykusu içinde rüya görür gibi seyreden yahut, bilakis, aşkıyla teshir ve tağyir etmek isteyen bu sabit bakışlı gözleri artık ömrümün ufuklarında nice seneler görecek ve onları nice defalar kendime tefsir edecek ve bu tefsirlerimi bir türlü bitiremeyecekmişim.
Zira, daima böyle, başkalarına acıdığımızı sanırken bile, içimizden mutlak biraz kendimize ağlarız.
Reklam
Bir faninin öldüğüne kimse şaşmaz ve kimse düşünmez ki o da kendisini ölümden bizim kendimizi sandığımız kadar uzak sanırdı.
"Sonunda madem ki tamamen mahvolacağımız bellidir, esasta mevcut olan ancak ölüm demektir. Bu ölümün geçmiş bütün insanlara ettirdiği feryatlar hafızamızda inlerken her ümit ve her hesap nafiledir, zira ölüm her imanı tekzip eder, her şeyin abes olduğunu gösterir ve her şeyi geçer."
Sayfa 131 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Arşimed kendisine bu toprak haricinde bir istinat noktası verilse dünyayı kaldıracağını söylermiş. Biz de kendimizi muhakeme, tadil ve tedavi için kendimizin dışında dayanacak bir nokta bulmakta aynen bu kadar imkânsızlıkla karşılaşırız. Biz en evvel başkalarına karşı vazifelerle mi bağlıyız? Yoksa en önce kendi ruhumuza karşı mı mesuliyetlerimiz vardır? En mahrem benliğimizin inkişafını temin etmek yabancılara olan vazifemizden daha az mı ehemmiyetlidir, yoksa daha mühim sayılmaz mı? "
Sayfa 129 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Zaman her şeyle aramızı açar. Zamanın mezarına bir zaman daha gömülür. Tarihi vakalar bile, ilk anlarda ebedi zannolunan kıymetlerini zamanla büsbütün kaybeder."
Sayfa 106 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
"Önümüzde kalan günler eksildikçe bunların kıymetini daha çok anlıyor, fakat ne yazık ki artık yaşamaya imkân bulamıyoruz. Hiçbir şey yapmaya vaktimiz kalmıyor. Geçen zamanın geçtiğini duymaya bile vaktimiz olmuyor. İnsan artık dostlarını birer nedamet gibi hatırlyor. Mektup yazıyor, okumaya; nasihat veriyorlar, dinlemeye vakti olmuyor. İhanet görüyor, şikâyete; sadakat görüyor, hayrete vakit bulamıyor. Eskiden hep nazla geçen mevsimler artık birer kasırga hızıyla savruluyor! Artık seneler aylar gibi, haftalar günler gibi, saatler dakikalar gibi geçiyor! Zaman bir acele hastalığına tutulmuş da bizi iterek kovalar gibi koşuyor! En kısa bir lezzet için fırsat ve imkân kalmıyor. Ömrümüz mahrekinden kopup gözlerimiz karşısında gönlümüzü kıran bir süratle boşluğa düşüp sönen bir yıldız gibi geçiyor! En eski, en sevgili ölülerimiz dirilseler ve yanımıza gelseler belki onlarla buluşmaya ve uğraşmaya bile vaktimiz olmayacak! "
Sayfa 99 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.