Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Felsefi Ve Politik Düşünceler

Mirza Fetali Ahundov

En Beğenilen Felsefi Ve Politik Düşünceler Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Felsefi Ve Politik Düşünceler sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Felsefi Ve Politik Düşünceler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İkinci özgürlüğümüz bir zorba tarafından elim izden alınmıştır. Bizler tüm yaşa­mımız boyunca, ne bir özgürlüğüne bir mülkiyete sahip olan köleler gibi, bedeni­miz ve tüm varlığımızla onun ağır emirlerini yerine getirerek, onun değişik geçici arzularının birer doyum aracı olarak hizm ette bulunmaktayız. Dinsel bağımsızlık ile ekonom ik bağımsızlık özgürlüğün temeli sayılıyor ve bu iki özgürlük biçiminin her biri, Avrupalı düşün adam lamın yapıtlarının çoğunda ele alı­nan değişik kolları içeriyor; eşitlik de bu iki bağım sızlığın kazanılmasıyla sağlanıyor.
Din adamları, dinsel şartlar adı altında, di­nî açıdan kurban kesmek şeklinde, kuşku yok ki ekonom ik durumumuz ve sağlığı­mız açısından fazlasıyla zararımıza olan [kendilerinin her türlü aptalca isteklerini ye­rine getirmeye] bir şeye zorluyorlar bizi. Çok küçük yaşlardan başlayarak, din adamları tarafından geleceğin engizisyonu olarak cehennem azabıyla korkutulan bizler, onların emirlerine karşı ağzımızı açamıyoruz.
Reklam
Din adamının karısına el koyan Arap prens.
Yakın zamana kadar Yezd’i yöneten bir İran pren­sinin, Sadri Yezdi adıyla bilinen oranın din adamlarının başındaki kişiye yönelik hareketi, tüm İran ’da bilinir. Bu yüksek din adamı­ nın prenses olan genç ve güzel karısıyla prens arasında bir aşk iliş­kisi vardı. Prens, bir gün, din adamlarının başkanı olan bu yüksek din adamını öğle yem eğine davet etti ve onu kendi evinde boğdu, bir süre sonra da onun dul eşiyle evlendi. İnsanın kanını donduran böylesi bir canavarlık cezasız geçiştirildi; çünkü cani prens, Sadri Yezdi’nin önemli bir din adamı olarak, despotizm e ve şahlık ikti­darına karşı sözde bir halk ayaklanm ası tasarladığını ve vaaz ettiği­ni öne sürerek kendini tem ize çıkarttı.
Gavur icadı edebiyatı ve gerçekler :D
“Bize gâvurları taklit etme önerisinde bulunma cesaretini nasıl gösterirsiniz?” “Peki, bu gâvur Avrupalıların göz­lük takmalarını neden taklit ediyorsunuz, ne de olsa gözlüğün ica­dı ve kullanılması düşüncesi bu nefret ettiğiniz gâvurlara aittir, ama siz onların icâdından gönül rahatlığıyla yararlanıyor ve gözlük takmalarını taklit ediyorsunuz diyerek itiraz edersin. Burada ar­tık itiraz yerine susmak gerekir. İşte bu halk, İslâmiyetin etkisi al­tında bu denli aptallaşmıştır.
İran'ın İslâm sornası durumu.
İran’da hemen her adım da yıkılmış köylerin yıkıntılarıyla karşı­laşılıyor; dar ve düzensiz sokaklarıyla, havasıyla, kentlerin orta yerlerinde ve yol üstlerinde bulunan mezarlıklardan yükselen ze­hirli, çürük kokan buğular içindeki kentler, acınacak bir durumda­lar. Bu kötülüğe, müminler tarafından her mezarlığın önünde bir dakikalığına durmak ve ölülerin ruhunu kurtarmak üzere, ‘Fatiha’ denen birkaç Arapça sözcük okumakla görevlendirilen din adamlarının isteği doğrultusunda, hükümetçe izin verilm ektedir.
Araplar ve onların doğrudan olmasa da dolaylı olarak tam anlamıyla despotluğu getiren diniyle, insanlığa yaklaşım da kuşkusuz kıyıcılığı ve acımasızlığı vaaz eden kendi öğ­retilerinin ruhuna uygun olarak başladı.
Reklam
Maddenin nesnel varlığının tanınması ve bu varlığın doğru, ma­teryalist kavranışının yanı sıra, Ahundov, mekân ve zaman konu­sunda aynen şöyle der: “ ...gerek zaman, gerekse mekân evrenin asıl nitelikleridir.” ( “İkinci Mektup” ).
“Gerçekten asil ve erdemli insan, malını ve canını yitirme korkusuyla dinsel görüş­lerin altında yatan gerçeği açığa çıkarma ve boş inançları ortadan kaldırma amacından vazgeçmeyen insandır. Akıllı insan, her du­rum da din ve mezheplerin gerçekliği konusunda insanların kafa­sında az da olsa bir kuşku uyandırm alıdır. Ondan sonra insanın ha­yal gücü kendi kendine sorunu tüketecek ve sonunda kuşkuları gerçeğin yoluna yöneltecek, bireyi cehâletten kurtararak karanlık­tan aydınlık bir dünyaya taşıyacaktır.”
Harika bir konuşma.
Ala-zikrihi’l Selem kürsüye çıktı, kalabalığa önce güzel bir konuşma yaptı, sonra şu açıklamada bulundu: "Cennet ve cehennem insan hayalinin uydurmasıdır. Her insanın ölümü onun kıyameti sayılır. Her akıllı insanın, kutsal bir armağan olan aklın sesine kulak vererek erdemli, hayırlı ve zararsız olması gerekir. Böyle bir insan gerçeğin
Araplar talan ruhludur.
Abdurrahman İbn Haldun diyor ki: “Arapların her­ hangi bir ülkeyi istilâsı her zaman yakıp yıkmalarla oluyor, çünkü Araplar doğala­rından ötürü yağmacılığa eğilimli bir halktır; yiyeceklerini sadece mızraklarıyla el­de ediyorlar; halkların soyulmasında sınır tanımıyorlar; yollarına çıkan her şeyi sa­hiplerinin ellerinden zorla çekip alıyorlar. Yağma tamamlandıktan sonra, talana uğ­rayan yerli halk, tüm mallan elinden alınmış ve savunmasız olarak yurdunu yuvası­nı terk ediyor, o zamana dek insanların yaşadığı ülke, ıssız bir çöle dönüşüyor.”
158 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.