her yağmur bir gök bulur, elbet kendine; her yeşil bir dal, her su bir damla, her ateş
bir kül, her takvim bir yıl bulur elbet kendine! her yangın bir duman, her öğrenci bir
okul, her artı bir eksi, her yol bir taşıt, her soru bir yanıt;
her aragon bir fransa
her fransa bir elsa…
her karacaoğlan bir zülüf bulur (yeter ki bakmayı bilin, her yarin bir zülfü vardır);
her ressam bir tuval, her kış bir ayaz, her kitap bir okur, her şarap bir adam bulur
kendine; yeter ki şarap, şarap olsun, içen çıkar…
her deniz bir martı, her ömür bir tufan, her rüya bir uyku, her nota bir şarkı, her
mezar bir ölüm, her ağaç bir kök, her dağ bir duman, her güneş doğacak bir
kuytuluk bulur ya kendine,
bulur ya;
ben
senden
başka
sen
bulamam
b u l a m a m!
yok, gitme!
gitme, sen gidince sevmek yüreğimde düğümleniyor
özlemeyi yutkunuyorum sonra pencerene ürkek kuşlar konuyor
şu gök var ya şu gök, birden üstüme çöküyor
yok, gitme
gitme aç göğsünü ısınıp kalayım öyle ...