1948-1988

Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları

Fahir Armaoğlu

Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları Gönderileri

Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları kitaplarını, Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları sözleri ve alıntılarını, Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları yazarlarını, Filistin Meselesi ve Arap-İsrail Savaşları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İsrail 50,000 askerle harekete geçmişti. Mısır'ın ise Sina'da 75.000 askeri 90 MG savaş uçağa ve 50 tane de ilyuşin jet bombardıman uçağı bulunuyordu. İsrail beş gün içinde. Mısır ordusunun yarısının bulunduğu Sina'yı tamamen kontrol altına aldığı gibi, Mısır kuvvetlerinden de 5.000 askeri esir etmişti. Ayrıca 100 tane Sovyet yapısı T-34 tankı ile bir miktar Sherman tank da İsrail'in ganimetleri arasındaydı. İsrail'in Sina'daki bu hızlı başarısında, 31 Ekim'den itibaren İngiltere ve Fransa'nin da savaşa müdahalesi üzerine Nâsır'ın. Süveyş Kanalı'nı savunmak üzere, Sina'daki Mısır kuvvetlerine 2 Kasım'da geri çekilme emri verilmesinin de rolü olmuştur. Ne var ki, Mısır kuvvetleri bu geri çekilmeyi çok kötü ve dağınık bir şekilde yapmışlardır. Bu da İsrail'in işini kolaylaştırmıştır. Daha önceden planlandığı gibi, İngiltere ve Fransa, 30 Ekim'de Mısır'a İsrail'e verdikleri notada, 12 saat içinde yerine getirilmek üzere şu üç istekte bulandular: 1. Her iki taraf kara, deniz ve hava harekâtını durduracaktır. 2. İsrail kuvvetleri Süveyş Kanalı'nın doğu kıyısının 10 mil (16 km) gerisine ve Mısır kuvvetleri de kanalın batı kıyısının 10 mil (16 km) gerisine çekilecektir. 3. Mısır hükümeti, İngiliz ve Fransız kuvvetlerinin kanalın üç noktasına, Port Said, İsmailliye ve Süveyş'e geçici olarak yerleşmesine ve kanalda geçişin güvenliğini sağlamalarına müsaade edecektir. Yani, Mısır'dan Süveyş Kanalı'nı İngiltere ve Fransa'ya teslim etmesi isteniyordu.
Arap devletlerinde monarşinin yıkılması
1948-49 savaşında beş arap devletinin israil’e saldırmasına rağmen , ancak 75.000 kişilik düzenli bir askeri kuvvete sahip olan İsrail'in , muharebelerde arap ordularını perişan etmesi arap dünyasında milliyetçilik duygularının uyanmasına sebeb olmuştur.
Reklam
1956 Süveyş Savaşı İsrail'e siyasi bir zafer sağlamamışsa da, bu devleti Orta Doğu'nun bir askeri gücü olarak ortaya çıkarmıştır. Nâsır'ın siyasi gücü ile İsrail'in bu askeri gücü, 1967'de birbirlerine meydan okuyacaklardır. Dolayısıyla, 1956 Süveyş Savaşı'nın neticeleri, 1967 Arap-İsrail Savaşı'nın tohumlarını atmıştır.
Kudüs şehri, Yahudiler için olduğu kadar, belki onlardan çok daha fazla Müslümanlar için kutsal bir şehirdi.204 Filistin M.S. 1. yüzyılda Roma istilasına uğradığı zaman nasıl bütün Ya-hudi mabedleri yakılıp yıkılmış ve Yahudiler kılıçtan geçirilmiş ise, M.S. 2. yüzyıl başlarında da İmparator Aelius Hadrianus, Kudüs'te kalan bir miktar Yahudi'nin ayaklanması (Bar Kochbar) üzerine, şehirdeki Yahudi hayatının son kalıntılarımı da silip süpürmüştür. Esasında şehir tamamen yıkılmış ve bunun yerine Hadrianus, kendi ismine izafeten Aelia Capitolina adıyla bir Roma kolonisi kurmuştur. Yahudilerin mabedinin (bugünkü Ağlama Duvarı) yerinde de, Jüpiter adına bir mabed yaptırmıştır. İmparator Konstantin'in M.S. 313 tarihinde Hıristiyanlığa izin vermesi üzerine Kudüs, Hıristiyanlar için de birdenbire ehemmiyet kazanmıştır.
İsrail-Mısır Mütarekesi
İsrail-Mısır mütareke görüşmeleri 12 Ocak 1949'da Rodos'ta, BM arabulucusu Ralph Bunche'un gözetiminde başladı. 42 gün süren müzakerelerden sonra, 12 maddelik İsrail-Mısır Genel Mütareke Anlaşması (General Armistice Agreement) 24 Şubat 1949'da imzalandı. Bu mütareke anlaşmasına göre, taraflar bu mütareke süresince hiçbir askeri ve siyasi avantaj sağlamamaya çalışacaklar ve karada, havada ve denizde hiçbir saldırgan harekette bulunmayacakları gibi, bu anlaşmanın hükümleri, tarafların, Filistin meselesinin müstakbel çözümüyle ilgili tutumlarına hiçbir şekilde tesir etmeyecek ve mütareke çizgisi de taraflar arasındaki siyasi sınır ve toprak sınırı olarak telâkki edilmeyecektir. Mütarekenin bu hükümleri, diğer Arap devletleriyle imzalanan bütün mütareke anlaşmalarında da yer almıştır. Bu mütareke ile Gazze bölgesi Mısır'a bırakılmakla beraber, uzunluğu 25 mil, genişliği 3.5-5.5 mil arasında değişen bir toprak şeridi haline geliyordu. Yani Mısır 135 milkare büyüklüğünde bir toprak kazanıyordu. Fakat Gazze'nin bazı köyleriyle, bazı köylerin tarlaları İsrail tarafında kalmıştı. Kaldı ki, bu sınır düzenlemesiyle birlikte, Gazze'nin normalde 70.000 civarında olan nüfusuna, şimdi, Filistin'in diğer yerlerinden gelen 200.000 mülteci de eklendi. Mısır, bu mültecileri kendi nüfusundan ayrı tutmak için bunları Gazze bölgesinde muhafaza etmiştir.
İngiltere'nin Filistin üzerindeki manda yönetimi, kendisinin daha önce açıkladığı gibi, 14-15 Mayıs gecesi saat 24:00'te sona eriyordu. 14 Mayıs günü, Filistin'deki İngiliz manda yönetiminin sona ermesinden birkaç saat önce, Tel Aviv'de toplanan Yahudi Milli Konseyi (Vaad Leumi) yayınladığı bir deklarasyonla, İsrail Devleti'nin kurulduğunu ilan etti. Deklarasyon, "Eretz İsrael yani İsrail Ülkesi, Yahudi milletinin doğduğu yerdir ve Yahudi milleti ilk defa burada devlet olmuştur" diye başlıyor ve "Biz, İsrail ülkesindeki Yahudi toplumunun ve Siyonist hareketinin temsilcisi olan Halk Konseyi'nin üyeleri olarak... tabiî ve tarihi hakkımızı kullanarak... Eretz İsrael'de, bundan sonra İsrail Devleti diye tanınacak olan Yahudi devletinin kurulduğunu ilan ediyoruz, demekteydi. Deklarasyonda ayrıca, Birleşmiş Milletler'den üyeliğe kabul isteniyor, İsrail Devleti içinde kalacak olan Arapların tam ve eşit vatandaşlık haklarına sahip olacakları belirtiliyor ve Arap ülkeleri ile de barış ve iyi komşuluk münasebetlerinin kurulması arzusu vurgulanıyordu. Deklarasyonun altında 37 kişinin imzasıyla 5 İyar 5708 tarihi, yani 14 Mayıs 1948 tarihi bulunmaktaydı.
Reklam
417 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.