"Deneme" olduğunu görünce dudak bükerek okumaya başladığım Elif Şafak kitabı...
Pinhan'daki ağır dili, Baba ve Piç'teki cüretkarlığı, kendisini farklı bir dünyada görmeme ve diğer kitaplarını okumak için pek de heves duymamama yetmişti. Okuduğum iki kitabını da çok beğenmiştim aslında ama yine de Elif Şafak sırça bir köşkteydi ve sanki biraz yukarıdan bakıyor, sanki "Beni herkes okumasa da olur, benim dilim budur, anlayacak düzeydeki insanlar okusun." der gibi geliyordu.
Firarperest'teki bir kaç denemesini okuyunca, aslında onun da sıradan bir insan olduğunu, kadın olduğunu, gündelik hayat içinde ailesiyle vakit geçirmeye çalıştığını, halk dilinde konuştuğunu... kısacası sırça köşkte oturmadığını öğrendim. Şaşırdım... Doğrudur, ticari kaygıdır, kendini tekrardır vs vs... Yine de benim gibi Elif Şafak'a dudak bükücülerin okumasını önerebileceğim, fikirlerde değişiklik yaratma kapasitesine kuvvetle sahip, yumuşak, sıcak bir kitaptır. :)