*
Gelinin gireceği eşiğe koyun postu serdiler, huyu yumuşak olsun diye.
*
Ağzına bal sürdüler, dili tatlı olsun diye.
*
Başından buğday saçtılar, bereketli olsun diye.
*
"Oğlum alemde cansız diye bir şey yoktur, bu kaskatı maddenin zerreleri de bizim gibi meczuptur, O'nun aşkıyla müstağraktır, onlar da seyran ederler alemi. Deli olur dönerler aşkından. Bağırır, feryat ederler."
"Her harf Elif olmak için can atar. Eklerini bırakma, harekelenmekten kurtulma yolunda umulmadık şeyler yapan harfler, sonunda 'beyhude ömrüm' diye hayıflanırlar."
sf.190
Neden böyle hüzünleniyorum eskiyi düşününce? Geçmişin içinde, bir yerde kalan gizli mutluluklar mı? Şimdi de mutluyum...
Neden bir zamanlar güzel olan, geriye dönüp baktığımızda o zamanlar farkında olmadığımız gerçekleri barındırdığı için kırılganlaşıyor? Neden birlikte geçirilen mutlu evlilik yılları diğerinin o seneler boyunca başka biriyle birlikte olduğu ortaya çıkınca siliniyor?
Belki yaşamak böyle bir şeyse, başkalarının aydınlığındansa senin karanlığını, senin kuyunun kuytularını seçiyorum. Hadi gel artık, sensizliğe tahammül edemiyorum.