"Fakat beyefendi, bir ülkede kilisenin bekasının bir elinde kırbaç, öteki elinde hayali bir ödül taşımasına bağlı olduğunu öne sürenlerin dayandığı nokta..."
O zavallı solgun kızın, dinin tesellisini bulmaktan başka bir amacı olamaz! Her ne kadar sahte de olsa, acılar içindeki bir insandan böyle bir şey nasıl esirgenir?
"Bizim ülkemizin tüm büyüklüğüne rağmen başaramadığı tek şey, belli bir sınıfa ait olan kişinin başka bir sınıfa kusursuz çevirisini yapmaktır. Bir dilden diğerine kusursuz çeviri mümkün değildir. İngiliz dili de tam olarak bu çeviri yapılan sınıftır."
Bir devlet adamının tüm başarısı başka insanların geleceğini etkileme gücünde yatmaz mı; keza bu güç de doğrudan onların davranışlarını tahmin etme yeteneğine bağlı değil midir?