Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bütün Yapıtları - Anı

Geçmiş Zaman Köşkleri

Abdülhak Şinasi Hisar

Geçmiş Zaman Köşkleri Sözleri ve Alıntıları

Geçmiş Zaman Köşkleri sözleri ve alıntılarını, Geçmiş Zaman Köşkleri kitap alıntılarını, Geçmiş Zaman Köşkleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Gittikçe emin oluyorum ki dünya manzaralarının tatlarını ruhumuza işleyen seneler daha çocukluktan yeni çıkmaya başladığımız ve ilk gençliğe girdiğimiz zamanlarda oluyor. Sonra bütün hislerimiz bize ilk gelen bu ışık etrafına tutunarak aydınlanıyor ve yaşıyor ve biz artık hep onların uğultularını duyuyor ve hep onları sayıklıyoruz.”
Küçükken sanırız ki oyunlar ve oyuncakların mevsimi çabuk geçer; hayat gittikçe ciddileşir, insanlar yaşlandıkça uslanır. Bilakis, yaşlandıkça daha çok ve daha pahalı oyunlara muhtaç, daha şımarık birer müstehlik oluyoruz.
Reklam
Akşamın yavaş, içli ve derin renkleri kalbe öyle bir tuzak kurar ki bu zavallı mutlak yeni bir hayale dalar ve muhakkak yeni bir ümide düşer. Bizi aldatmış olan hayatımızı affeder ve dünyayı yeniden severiz.
Çocukluğumuzda güneşin sanki saf bir suya dalar gibi, şeffaf ruhumuza geçtiği ve sanki kâinatın bizi tamamladığı ilahi günlerimiz vardır. Bir tatil gününün bütün hazlarını kucaklamak ümidiyle, daha sabah uykularımızın son saniyeleri içinden kuşların cıvıltılarını ve hayatın zevkini duymaya başlayarak uyandığımız zamanları hatırlayınız: Cennet içimizdeydi!
Bizi aldatmış olan hayatımızı affeder ve dünyayı yeniden severiz.
Hayat her zaman değişmesi imkânsız bir şey olmuş değil midir?
Reklam
Çocuk mistik ve sembolisttir. Ona inandıramazsınız ki rüzgâr çamlığı bir tef gibi sallayarak içinden sesler çıkarıyor; bunlar dalların, yaprakların şuursuz sesleridir. Yine rüzgâr pancurları tutan demir kancaları oynatarak bir gıcırtı duyuruyor, bunun hiçbir manası yoktur. Hayır, o, gece ağaçların uluduğunu duyacak, tabiatın haykırdığına inanacak ve bir inilti işitecek, bunu tefsire koyulacaktır.
bir yolda ihtiyar bir kadın, zahmetle, yavaşça gider.Yabancılar onu zavallı bir harabe halinde görürler. Giydiklerini modasız, gözlerini manasız, gönüllerini sevgisiz, varlığını tatsız duyarlar. Fakat onun torunu koşarak yanına gelir, yüzünü, gözlerini öper. Onun çamaşırlarındaki lavanta çiçeğinin kokusunu duyar. Ruhunun iyiliklerine hayran olur.
Ömürlerini bir mahallede geçirenler artık o mahallenin en halis müfessirleri, müverrihleri ve felsefesine ermiş filozofları olurlar.
İçimizde tedavi edilecek ebedi ve daimi bir gurbet hissi vardır. Zira cennetten düşen bir adamın oğlu, ilk ceddin kaybettiği cenneti hala hatırlarız!
141 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.