Karanlık gecede pancar tarlaların içinde düz bir yolda ilerlerken gözlerimizi açıyoruz kitaba hayatımızın yolu. İçimize bizi ölene kadar ısıtacak kömür tozu biriktirmeye başlarken, yoksulluğun, sınıf ayrımının, insanın içinde var olan kötülüğün üst perdeden boğazımıza kadar dibini yaşıyoruz. Çünkü insan böyledir, kötülük yapmıyorsa fırsat çıkmadığındandır. Yoksulluk ve açlık ile savaş veren insanların içinde bulunduğu çaresizlik ile birlikte tanrıya olan inançlarını yitirdiklerine şahit oluyoruz. Zenginlik yoksulluğa, yoksulluk zenginliğe imrenirken aslında mutluluğun, paranın eşit dağılımı ile bir ilgisi olmadığını görüyoruz. Maden, insan yutan bir canavar olarak gösterilmiş, insanların hayatlarını, yaşamlarını ömürlerini tüketen bir canavar. Kitabın sonunda tekrar hayatımızın yoluna devam ediyoruz ama bu kez her şeye rağmen daha büyük umutlarla...