Gnostikler kuşkusuz Hristiyanlık'ın ve belki de daha cesaretli bir yaklaşımla din ve kökenlerine bakılmaksızın tüm insanlığın en önemli öncülerindendir. Kökende gnosise (bilgi) ulaşmaya çalışan tüm yaklaşımlar insanlığın gelişiminde önemli kilometre taşlarını oluşturmuşlardır. Hz Muhammet'in insanlığı bilgiye ve sorgulamaya yönlendiren sayısız sözleri mevcuttur. Dolayısıyla Gnostisizmi salt bir dine bağlamak, belki de çok doğru bir yaklaşım modeli oluşturmayacaktır. Gnostisizm, saf ve gerçek bilgiye ulaşma çabası ve Tanrı'yı özde arama güdüsüdür. Elbetteki bu yaklaşım ana akım Hristiyanlık' ın hoşuna gitmemiş ve sapkın olarak değerlendirilip, çok sert bir şekilde eleştirilmiştir.
Kitabımızda Gnostisizm ve kökenlerine dair oldukça değerli ve kıymetli bilgiler okuyucuyu yormayacak, detaylı bilgi dehlizlerinde boğmayacak şekilde basit, temel ve yalın bir dilde yazılmıştır.
John 'un Gizli Kitabından Thomas İnciline, Meryem İncili den Judas İnciline kadar geniş bir yelpazede gnostisizmin kökenleri irdelenmiş, hermetizm, manihezm gibi benzer paraleldeki anlayışlarla ufak karşılaştırmalar yapılmıştır.
Ve belki de en önemlisi yazarımız, diğer birçok yazarın yaptığı gibi İslam'ı görmemezlikten gelmemiş, İslam üzerinden de çıkarımlarda bulunmuştur. Bu da yazarın objektif, gerçeği arayan, sorgulayan yapısını okuyucuya temiz bir şekilde hissettirmektedir.
Kitabın, Hristiyanlık'ın bir mezhebi olan Gnostisizmi anlatan bir kitap olarak değil, bir yaklaşım modeli, bir felsefi düşünce aracı olarak değerlendirilip okunması gerektiği kanaatindeyim.