Ben usulca sıvışıp uzaklaşıyor, bu halim nereye varacak diye düşünüyor, geceleri ruhumda şiirler duyuyorum. Ne çıkar duyuyorsam? Dünyanın şiire ihtiyacı yok, dünya henüz söylenmemiş şiirlere muhtaç.
“Ne var ki bu iş, bir yandan bütün günümü alıp beni özgürlüğümden edecek, bir yandan da hayatımın yıllarına mal olacaktı. Şunun şurasında daha ne kadar yaşayacaktım ki!”
Ah bu küçük, zarif kâğıt yaprağı, bu acele yazılmış incecik harfler! Elleri bu mektubu tutmuştu; bu mektup onun gözlerini görmüş, soluğunu duymuştu. Sonra cümlenin sonunda üç nokta vardı, dünyalara bedel üç nokta.