Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Sufinin Günlüğü

Gölgeler Koridoru

Muhyiddin Şekur

En Yeni Gölgeler Koridoru Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Gölgeler Koridoru sözleri ve alıntılarını, en yeni Gölgeler Koridoru kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Herkes kendi şeklince işler görür. (İsra: 84'ten) Bu demek oluyordu ki, kişinin amellerinden elde edeceği netice, onun tavrına ya da karakterine göre şekilleniyordu. Yakîn bir iman, şifa ve rahmete, insanı inançsızlığa sürükleyen şüphe ise, hüsran üstüne hüsrana gebeydi.
Sayfa 214
Hak yolcusunun maksudu, şüphenin, içine katiyen sızamayacağu kadar kuvvetli bir imana, yani yakîn mertebesine vasıl olmaktı.
Sayfa 213
Reklam
İnsanın zamanını ve hayatını nasıl sarf edeceğine ilişkin tercihi, son derece şahsî ve kalbî bir meseledir. Hangi tercihler bizi anbean büyüyen bir gaflete düşürmeden rahatlatır, hatta derdimize deva olur? İşte bu tercihleri yapmak, ihlâsla hak yolundaki arayışını sürdüren bir insanın önünde duran hayli meşakkatli bir imtihandır.
Sayfa 190
"Görünen, gerçek değildir; gerçek, her zaman görünür değildir."
"O kadar çok şeyin sahibi olunca, korkmayı öğrendik; oysa sahip olduklarımızdan vazgeçebilme becerisi kazanmaktır kulluk."
"İblisin Ademoğlu ile alıp verememesinin özünde, derinlerde bir yerde İblisin incinmişliği yatar."
Reklam
"Ancak kendilerini bu dünyanın iktidarından pay alma yarışından uzak tutanlar insanlığa katkı sunar, kendilerini hakikate adarlar."
O kıldan ince ipe asılıdır imanın taş gibi ağırlığı.
"Kurban keserken kendimize şunu sormalıyız: Masum bir hayvanın canına mı kıyıyorum, yoksa hayatımı değiştirecek kesin bir karar mı alıyorum? Bu kurbanı bu kararımın arkasında durmak niyetiyle ve yeni seçtiğim yola baş koyarak mı kestim?"
"Sâfî bir kalp, sâfî bir ruh... Salih amellerle dolu bir hayat... Diğerkâm olmak, herkese muhabbet ve nezaketle muamele etmek ve kimseye kötülük etmemek... Herkese eşit fırsat vermek... Neden olmasın?"
Reklam
"Fakat esaret altında olan insanlar Müslüman olmayı arzu ederler mi? İşte işin can alıcı noktası bu."
"Mahbub-u Ezelî'ye yaklaşmak için dualar ediyoruz, ama O'nu bilmenin O'nu sevmekten geçtiğini unutuyoruz. O'nu sevmenin ilk şartı ise, küçük aşklarımızı terk etmektir. Allah'ın iradesinin tecellilerine mazhar olmak istiyorsak, kendi irademizi bir kenara koymayı bilmeliyiz."
Şeyh, son olarak bütün ömrümüzü, kendimizi sevmemek adlı trajedinin başrolünü oynayarak geçirdiğimizden bahsetti. Kendimizi sevemiyorduk, zira ebeveynimiz hoşlarına gitmeyen şeyler yaptığımızda bizi sevmekten vazgeçmişti. Kendimizi sevmiyorduk zira kendimizi bir an için iyi ve kötüye dair ikinci düşüncelere boğmuştuk. Kendimizi sevmiyorduk zira ana babamızın, dedemizin, büyükannemizin, arkadaşımızın ya da büyük bir muhabbetle sevdiğimiz bir başkasının beklentilerini karşılayamamıştık... Çoğu kimse zanneder ki, insanın kendisine olan sevgisinin en nefsî ve hodperest tarifi, insanın başkaları yerine kendisini sevmesidir. "Oysa nefs, bizi kendimizi sevmekten alıkoyan şeyin ta kendisidir aslında" dedi Şeyh. "Zaten kendimizi sevmediğimiz için nefs inatla car olmaya devam eder."
"Ama kendinizi sevmediğiniz müddetçe, kimseyi hakkıyla sevemezsiniz." Öyle sanıyordum ki Şeyh bu sözlerle, insanın artık sevilmeye ihtiyaç duymadığı noktada bir başkasını sevmeye başlayabileceğini ve bir başkasının kendisine olan sevgisini hissedebileceğini izah etmeye çalışıyordu. Keza insan ancak gerçekten sevildiğini hissettiği anda, artık sevilmeye ihtiyaç duymaz oluyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.