Elindeki makasın ucunu bir an için havaya dikip onuruma içilecek bir kadeh gibi yavaşça kaldırarak, hoş geldin beyim, dedi berber.
Belki çırak da aynı şeyi söyledi, ama onun sesi işitilmedi; yalnızca ağzı açıp kapandı.
Koltuğun çevresinde yarım adımlarla, berberin hareketini kollaya kollaya dönüyordu.
Ustası makası şıngırdatarak kimsenin bilmediği bir oyun havası tutturmuştu da o durup dinlenmeden oynuyordu sanki.