Gönül Hanım kesinlikle öylesine okuyup geçeceğiniz, klişe bir roman değil aksine Türk edebiyatında Orta Asya’dan söz eden ilk roman ve içinde Türklere çok anlamlı mesajlar barındıran, dolu dolu, elinizden bırakmak istemeyip 1-2 saatte bitireceğiniz bir tezli roman. Romanda Turancılık fikri, (roman Osmanlı’nın çöktüğü ve Mondros Mütarekesiyle birlikte işgal sürecine girdiği dönemde yazılmış. O dönemde Turancılık tartışmaları sona ermişti ama sanırım bu kitapla yazarın Turancılık düşüncesinde ısrar ettiğini söyleyebiliriz) Ziya Gökalp’ın dil, sanat ve tarih görüşleri ve İsmail Gaspıralı’nın “dilde, fikirde, işte birlik” fikri çok güzel işlenmişti.
Konusu ile ilgili ayrıntı vermek pek istemiyorum kitabın havasının bozulduğuna inananlardanım ama kısaca 4 arkadaşın Orhun abidelerini aramak üzere seyahat etmeleri üzerinden Türklük bilinci, Türkler nasıl gelişmeli, dinler ve dinlerin topluluklar üzerindeki etkisi, Türk- Macar ilişkileri ve Macarların kimliklerini kaybetmeleri, Turancılık fikri ve eleştirileri tartışılıyor. Kitabın bazı sayfalarında aşırı Türklükten göz yaşlarımı tutamadım... Şiddetle tavsiye edilir.