Tıpkı Aamir Khan 'ın da dediği gibiydi her şey; ''Sorun ne olursa olsun, kalbinize 'her şey yolunda ' demelisiniz.Çünkü , kalbiniz çok hassastır ve söylediklerinize çabuk kanar.''
Bu sefer büyük bir cesaret gösterisi sergileyecek ve gerçekler ne kadar ağır ve acı gelse de, onlardan kaçmayacaktım. Aksine, her birinin üzerine gidecektim.
“Ve umursamaz bir tavırla sordum. “Neyinim?”
Çıkabilecek en kısık sesiyle, “Neyim misin?” diye tekrarladı, ona yönelttiğim sorumu. Ve sonra, uzunca sustu. Çenesindeki sakallarını ovalarken ve benimle göz teması kurmazken, sabrımın taşmasından korkarak tatmin edici bir şeyler söylemesini bekledim…
Dişlerinin arasında, “Bak! Sadece bil diye söylüyorum!” dedi, işaret parmağını tehditkar bir biçimde havada sallayarak “Sen bundan böyle kimseyle paylaşmayacağımsın.””
Ben magazini takip etmezdim ki hem. Ünlülerin çetrefilli hayatlarını izleyecek kadar bunamamıştım henüz. Bize neydi ki onların hayatlarından? Onlar da insandı, tıpkı bizler gibi.