Her gün televizyonlarda ya da sosyal medyada gördüğümüz yarı ünlülerden biri Cengiz, romanın da kahramanı. Bir anti kahraman desem yalan olmaz. Üniversiteyi bitirdikten sonra işsizlik çukuruna düşen, iş görüşmelerindeki ortamlara uyum sağlamakta zorlanan ve hayal ettiği şirkete yaptığı iş başvurusundan istediği sonucu alamamış bir evlilik programı seyircisi. Her gün o programlarda seyirci olarak bulunan insanlar hakkında pek çok bilgi dolaşırdı bir ara internette ve ben hep oraya nasıl ve ne gibi düşüncelerle gittiklerini merak ederdim. Cengiz biraz da buna empati kurmamı sağladı aslında. Profesyonel seyircilik, geçmişte yaşananların karşısına gelmesi ile yaptığı fevri bir hareket, bu hareketin getirdiği pek de sağlam olmayan şöhret. Şöhret her zaman güzelliklerle gelmiyor elbette, insanların hayatınızın ta orta yerinde dans etmesine, mahreminizin üzerinde tepinmesine ve daha fazlasını vereceğini söylerken sizi siz olmaktan çıkarmasına da izin veriyorsunuz bir bakıma. Televizyon, internet veya sosyal medya ünlüsü, hepsi için geçerli.
Cengiz'in başına gelenler bununla da kalmıyor tabii. Yazsalar hayatı roman olur, ki olmuş zaten.
Dijital platformlar çekecek ilginç hikayeler arar daima, bence Guguk'a bir şans vermeliler. Basit ama ilgi çekici bir hikaye Cengiz'in ki. Kitap da oldukça sürükleyici ve keyifli. Tavsiye ederim.