Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güller Kitabı

Beşir Ayvazoğlu

En Eski Güller Kitabı Gönderileri

En Eski Güller Kitabı kitaplarını, en eski Güller Kitabı sözleri ve alıntılarını, en eski Güller Kitabı yazarlarını, en eski Güller Kitabı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... Hindistan'ın büyük bir kısmını fethederek bir imparatorluk kuran Babür Şah, şairliği, hattatlığı ve musikişinaslığının yanı sıra, hastalık derecesinde bir bahçe ve çiçek tutkunuydu. Kızlarına verdiği Gülbeden, Gülçehre ve Gülrenk adları bu tutkusunun tezahürlerinden biridir.
İranlı büyükşair Şeyh Sâdi-i Şirazi (ö. 1292)'nin iki ünlü eseri "Bostan" ve "Gülistan" adlarını taşıyordu. Bu isimler, bu kitaplarda, gül bahçelerindekilere benzer güzellikler bulunduğu anlamına gelmektedir.
Reklam
İranlı büyük şair Şeyh Sâdi-i Şirazi (ö. 1292)'nin iki ünlü eseri "Bostan" ve "Gülistan" adlarını taşıyordu. Bu isimler, bu kitaplarda, gül bahçelerindekilere benzer güzellikler bulunduğu anlamına gelmektedir.
...Bâbür bunun üzerine gazel yazdı. Gazelin ilk mısraları şöyleydi: Kanayan zavallı gönlüm gül tomurcuğu gibi Kırmızı yaprakları birbiri üzerine kapanmış İlkbaharın binlerce defa sen rüzgârlarında Acaba açılıp da gül olabilecek mi?
Unutma ölmeği dâim anadur Bugün bana ise yarın sanadur
Bâğ-ı İrem, Ad kavminin hükümdarı Şeddâd'ın Tanrılık iddiasıyla ve bir yeryüzü cenneti kurmak amacıyla yaptırdığı, ne var ki Allah'ın ceza olarak gönderdiği korkunç bir tufanla yerle bir olan bahçedir.
Reklam
BİR BAHÇE ŞEHİR: İSTANBUL
... "İnsanlar ne tattıkları zevkleri değiştiren mevsimleri, ne de sevdikleri hayvanları düşünmeden edemezlerdi. Evin en rahat köşesinde kediler horlardı" der.
(Abdülhak Şinasi Hisar, eski İstanbul hayatını anlatırken)Kitabı okudu
Hafız'dan Ronsard'a, Yunus'tan Tagore'a, Hayyam'dan Goethe'ye, Fûzûlî'den Rilke'ye kadar, bütün dünya şairlerinin üzerinde birleştiği tek çiçek güldür.
İran mitolojisine göre bir yaprağın üzerindeki çiy tanesine yıldırım düşmüş ve alev alan yaprak o hâliyle donup kalarak lâleye dönüşmüş. Göbeğindeki siyahlık da yıldırımdan ardakalan yanık iziymiş. O günden sonra lâle, rengi ve şekliyle şairlerin ilgisini çekerek sevgilinin yanağına, şarap dolu kadehe, muma, yaraya vb. benzetilip durmuştur.
19. asır başlarında Türkiye'yi ziyaret eden Miss Julia Pardoe, İstanbul'un o yeşilliğe ve çiçeğe boğulmuş sokaklarını, evlerini, yalılarını görünce hayretler içinde kalmış ve "Keşke Shakespeare, Romeo ve Juliet'in bahçe sahnesini yazmadan önce Boğaziçi'ni görmüş olsa idi" diye hayıflandıktan sonra şunları yazmıştır: ...
422 öğeden 411 ile 420 arasındakiler gösteriliyor.