Nalan Barbarosoğlu Gümüş Gece'de kimi öykülerin birbiriyle bütünlük oluşturduğu 11 öyküyle çıkıyor karşımıza.Çoğunluğu durum öyküsü olan kitapta, melankoli çok belirgin.Öykülerde kahramanların iç ses kullanımı oldukça fazla.Her cümle içerisinde âdeta şiir barındırıyor.Şöyle güzel bir edebiyat keyfi yaşamak, cümlelerin içinde kaybolmak istiyorsanız Gümüş Gece'yi okumalısınız.️
"Bir rastlantıdır, orada değil de burada olman.O değil de, bu olman.Koşulların birlikteliğinin rastlantısı.Hayata güvenmiyor musun yoksa, hayatın yüreğindekilere?...Arındığını; edindiğin, koşullandığın her şeyden arındığını bir düşün...Hayal et: Bir sabah uyandığında aynaya bakıyorsun...Ki, o sabah ya ayna farklı ya da aynadan sana bakan bir başkasının gözleri.Değişmiş, farklılaşmışsın, sanki sen daha çok sensin o yeni aynanın içinde.Bir gözbebeğinde kendi yansını görür gibi daha derinsin, dünyaya daha yakın, bildiğinden, sandığından da güzelsin.Düşündüğünden daha çekici.Akarsın o aynaya, aynadakinin de sana aktığını düşünürsün.Beninin içinde yeni ben bulmuşsundur.Heyecanlı, atak.Yüreği yüreğine sığmayan, kendi kendine.Göğsünü dünyaya gerersin...Yağmurları, şimşekleri toplayabilirsin avuçlarına.Antik zamanlardan kalma bir tanrısın.Hatta baştanrı.Sözcükler üç boyutlu, duygular olmadığı kadar şiddetlidir.Her algıya bir baş dönmesi eşlik eder.Ta ki ayna kırılana kadar." syf 116 (Parantez)-Gümüş Gece
