C.S. Lewis ••• Narnia Günlükleri ••• Gümüş Sandalye
❝Bir Aslan olmasa bile ben Aslan'dan yanayım. Narnia olmasa bile ben Narnialılar gibi yaşayacağım.❞
Bu kitapta Prens Caspian'ı, artık yaşlanmış ve tüm ömrünü Narnia'ya adamış bir kral olarak görüyoruz ilk başta. Onun genç, atılgan ve cesur hâlini iki kitap boyunca okuduktan sonra yaşlandığını öğrenmek insanı biraz üzüyor doğrusu ancak tatlı bir hüzün. Ayrıca bir oğlu olduğunu da öğreniyoruz: Prens Rilian. Ancak Prens Rilian uzun süredir kayıp durumda ve Caspian ve Narnialılar ne yaparsalar yapsınlar, onu bulamamışlar. İşte burada Aslan devreye giriyor ve Şafak Yıldızı'nın Yolcuğu'ndan aşina olduğumuz Eustace ile yepyeni bir karakter olan Jill Pole'u, kayıp prensi bulmaları için görevlendiriyor. Bu ikili, yanlarına ayrıca bir yeni yol arkadaşı daha alıyorlar: Bir Kıllıkıpırdak olan Suratsız. Kitaptaki en sevdiğim karakter Suratsız oldu doğrusu. Maceranın bitmediği, sürükleyici bir kitaptı ve yavaş yavaş son kitaba hazırlar nitelikteydi. Son kitaba geçmek için ve kitap da zaten akıcı olduğundan çabucak okudum. Seri bitmek üzere olduğundan biraz üzgün hissediyorum kendimi. Narnia'yı okumamış olan herkese, okumalarını tavsiye eder ve şimdiden iyi okumalar dilerim!