Schopenhauer şöyle diyor, "Endişelerimizin ve kaygılarımızın yarısı başkalarının bizim hakkımızda düşündüklerinden kaynaklanır ... bu dikeni tenimizden çıkarmalıyız."
“Her anı ölümün tamamen farkında olarak yaşamak hiç kolay değildir. Bu, güneşe dosdoğru bakmaya benzer: fazla dayanamazsınız. Hayatımızı korkudan donmuş bir şekilde geçiremeyeceğimiz için ölüm korkusunu yumuşatacak yöntemler üretiriz. Çocuklarımız aracılığıyla kendimizi geleceğe yansıtırız; zenginleşir, ünlü olur, hayatta her zamankinden daha fazla yer kaplarız; saplantılı, koruyucu ritüeller geliştiririz; ya da nihai kurtarıcıya karşı konulmaz bir inanç geliştiririz.”
Ölüme bakış açımı değiştirmedi hatta ölümle alakalı düşünemediğim detayları fark etmemi sağladığı için ölüm anksiyetem artık daha da çok. Bu sene benimsediğim ve benimsemekten vazgeçmeyeceğim hayat felsefem "psikolojinin üstüne gitmek seni tamamiyle düzeltmez. Kabullen, yaşa ve öl"
Hayata değer vermenin yolu, başkaları için şefkat duymanın yolu, her şeyi en derin şekilde sevmenin yolu bu yaşantıların sonunda kaybolacağının farkında olmaktır