O hidayet denen şey, kimileri öyle söyleseler de, kolay elde edilir bir şey değildi. Bir 'şey' de değildi. Bir haldi, bir sıfattı. Gülün kokusu, yaprağın dokusu gibi. Verilmiş olandı, alınmış olan değil. Her şeyde koku ve doku aramak ne kadar abesse, herkeste hidayet aramak, hidayet libasını ille de giysin demek, o kadar abesti.