Güvercin Geçidi

Şerif Benekçi

Güvercin Geçidi Gönderileri

Güvercin Geçidi kitaplarını, Güvercin Geçidi sözleri ve alıntılarını, Güvercin Geçidi yazarlarını, Güvercin Geçidi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu alıntıya yorumlarınızı merak ediyorum.
Yaz kurslarının yetersizliğini bilen emekli din dersi öğretmeni, bu şehirde ilk kez bir aile reisinin çocuklarına dinlerini öğretmek için özel öğretmen tuttuğunu hayretle görüyordu. Bunun sebebini bizzat çocukların babasından öğrenmek amacıyla bir gün mimara sormuştu: - Reşit bey, siz beni ve benden duyan arkadaşları hem şaşırtan hem de sevindiren bir iş yapıyorsunuz. Bu yaklaşımınızın sebebini lütfederseniz, inanın mutlu olacağım. - Estağfurullah. Yaklaşımım gayet basit ve bir o kadar da mantıklı. Çocukların sınavlara daha iyi hazırlanması ve eğitimlerini başarı ile sürdürebilmesi için özel öğretmen tutmuyor muyuz? Evet, tutuyoruz. İnancımıza göre bu dünya hayatı da bir imtihandır. Eh, ebeveyn olarak, gönül meyvelerimizin bütün imtihanları yüz akı ile vermesi, eşim ve benim önemsediğimiz bir husustur. Cami köşelerinde, günde birkaç saat görülen yaz kursuyla dinin öğrenilemeyeceği, yüksek malumunuz. Din eğitimini önemsemek, çocuğun dini önemsemesine neden olur. Amaç da bu değil mi?
Sayfa 119Kitabı okudu
"Hayat, ertelenen niyetlerle temennileri ciddiye almıyor"
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
- Şu gelmesi için uğraştığımız demokrasinin en büyük kusuru ne, biliyor musun Reşit? - Bilmem, sence ne ustam? Usta dükkânda bir tur atıp tekrar Reşit'in önüne dikildi. - Demokrasi, Hüsnü zibidisiyle beni, benimle Mahmut Usta'yı bir tuttuğu için kötü. Sandık karşısında yengenle Emine'yi, nalbantla nalı bir tuttuğu için çirkin. Ayağında bir nalı eksik olan nice adamla, gerçekten adam oğlu adamı müsavilediği için demokrasi tam içime sinmedi. Fakat bu bir başlangıç olur belki, haydi hayırlısı.
Bu dünyada bazı insanları 'desinler' arzusu, bazılarını da 'ne derler' kaygısı tüketiyor.
Salmandereler ve o derelerdeki kurbağalar geldi aklına. Kurbağalar, dünyanın her yerinde aynı şekilde ötüyor olmalıydılar. Acaba insanlar neden aynı dili konuşmuyorlardı? Parçalanmak ve bölünmek, köylü ve kasabalı olmak, sadece insanların meselesi olsa gerekti. Savaşlar da öyle. Dünya, bildiği kadarıyla, kazların ve ördeklerin savaşını hiç yaşamamıştı. Birinci ve ikinci kurbağa savaşları da olmamıştı.
Ahh şu kadınlar :))
Bu kez üzüm çiğneme sırası kadınlardaydı. Nalbant karısına: -Emine, göster hünerini bakalım, dedi. Hep kocanın pestilini çıkaracak değilsin ya! İşte fırsat, senede bir defa eline geçer, tepin tepinebildiğin kadar!
Reklam
58 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.