Samimi dostluk bir anda doğmaz; aşk ateşi her istediğin zaman gönülde yanmaz.
O yavaş yavaş gelişir: uzun bir sıkı içtenlik sonucu doğar; böylece sağlam temeller üzerine oturur.
Ne batmaya mahkum ne de eksilmeye! Onun sağlamlığı ve büyüyüp gelişmesi hiçbir şeyle durdurulamaz.
"Benim gözüm senden başkası üzerinde eğlenip durmaz;mıknatısın özellikleri diye anlatılanlar tam sana uyuyor.
Her nereye yönelirsen yönel ve hangi işi yaparsan yap,dilbilgisinde sıfatın nitelediği isme uyduğu gibi,gözlerim seni gözler."
"Gözün elçilik yaptığını iyi bilesin! Karşındakilerin niyetlerini anlamak için iyi bir elçi! Öteki dört duyu organı da kalbe açılan kapılar,ruha çıkan yollardır."
Devesi nin üstünde türkü söyleyen Arap, türkünün ahenk ve ölçü süna göre devenin adımlarında bir hızlanma ya da yavaş lama olduğunu hissetti. Eğer ritmindeki ara kısa ise deve oldukça hızlı gidiyor, yok eğer ara uzuyorsa deve ağır ağır yol alıyordu. Müziğin, sesin ritrnine göre adım atıyordu sanki deve. Böylece devenin ağır ağır attığı dört adımdan ölçüyü buldular. Konuşma dilinde uzun ve kısa hecelerin ardarda gelmesi ölçüyü meydana getirdi. Bedevinin doğal dehası böylece nazmı buldu. Daha sonralan kuramcılar bunun kurallarını ortaya koydu. Halil bin Ahmet aruzu, ölçülü şiiri ilk kez ortaya koyandır.