Hercule Poirot’un kahraman olduğu ama sonlara doğru ortaya çıktığı için tam tadını alamadığımız bir eser. Aslında inceleme yazısını sabah yazacaktım ama uyku tutmadı bende kalkayım kendime kitap ayarlayayım ve yazıyı da paylaşayım istedim.
Kurgusal bir Arap ülkesinde kral olan Ali Yusuf öldürülür. İstanbul ve Ankara temalarının da olduğu, Anadolu’nun sıkça sözünün geçtiği bir roman olduğunu da unutmadan yazayım, tam incelemeyi paylaşınca aklıma geliyor sonra. Kral, ölümü öncesinde elmaslarını İngiltere’ye ulaştırmayı başarmıştır ki çıktığı yeri duyunca çok ilginizi çekecek.
Elmasın saklandığı yer, bulan kişi ve elmasların yeni sahibinin hiçbir şeyden haberi yoktur. Durumun farkında olan biri de bu elmasların ve dolayısıyla kızın da peşindedir. Bu kız ise mücevherlerin saklı olduğu nesneyi (nesne diyorum, isim verirsem bütün sır bozulur) başka bir kızla değiştirir. Onun da durumdan haberi yoktur ama tek faydası bizi sonlara doğru da olsa Hercule Poirot’a kavuşturmasıdır.
Elmasların peşindeki kişi bir gün kendini gören bir öğretmeni öldürecektir. Ardından iki cinayet daha işlenecektir. Ortada aslında 1 değil 2 katil olduğunu düşünen Poirot işe dahil olur ve böylece hem kitabı sonraya bıraktırmaz hem de kendini okutmayı başarır. İyi okumalar dilerim..
