Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.30
Hakikat İncinmesin
Fatma BarbarosoğluDüşük Puanlı Hakikat İncinmesin Yorumları ve İncelemeleri
Düşük Puanlı Hakikat İncinmesin sözleri ve alıntılarını, düşük puanlı Hakikat İncinmesin kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.610 üzerinden
208 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Hakikat İncinmesin kitabımız da
Dört bölümde her bir kahramanın hikâyesi çıkıyor karşımıza. Birbiriyle iletişim içinde olan dört kadın. Evin kızı Bilge, anne Müberra, evin büyüğü Naciye Paşa ve Evren Hoca.
.
76 yaşında süper babannenin teknoloji bağımlılığından başlıyoruz. Sosyal medya, dijital kuşatma, yeni yaşamlara açılan yelken hep Naciye Paşa ile bütünleşerek buluşuyor. O kadar çok merak ettim ki Naciye Paşa'nın ahvalini kitabı elimden bırakamadım. Müberra'nın hikayesinde tıkandım kaldım. Ne zor bir süreç ama bunlara rağmen dirayetli, çalışkan, merhametli, bir eş, gelin ve anne olan Müberra. Naciye Paşa'nın hastalığı onu gizleme telaşesi sonrasında yeni bir kimliği ile yaşanmışlıkları, korkuları ardında bırakmak isteyen Evren ile tanışıklığı. Bilge öyle rehin alıyor ki bizi taşların tam yerine oturması için merakta kalıyorsunuz. Kitap yer alan her ismin var hikayesi. Evren Hoca ve Müberra'nın anlattıklarında hüzünle kaldım. Eşleriyle tanışmaları "İnsan kaderine doğru mu gider yoksa kaderi mi her halükârda insanı gelip bulur? dedirtiyor Kader kendisine gittiğimiz midir, kendisinden kaçtığımız mı? diye devam ediyor aklınızdaki sorular.
...
" Hakikat incinmesin" 4 kadının iç içe geçen hayatlarını; ölüm, mahremiyet, masumiyet, Hatıralar, yaşlılık ve gençlik üzerinden başlatılan bir sorgulamaya dönüştürüyor.
Fatma Barbarosoğlu'nun ilk bu kitabı ile tanışmış bulunmaktayım. Merak ettiğim yazarlardan birisiydi en sonunda okuma fırsatı buldum. İyi ki okumuşum.
Hakikat incinmesin yakın tarihin henüz iltihaplı, gittikçe derinleşen yaralarını işaret eder. Roman hafızanızdaki çok sayıda güncel olaya yer vermesiyle sizi şaşırtır. Kurgu itibariyle okuyucuya birden fazla bakış sunar.
Kitapla beraber yaşamış gibi... Gençlere tavsiye ederim...
İnsan düşünceleriyle, davranışlarıyla ve yaşantılarıyla
başkasının hayatını nasıl etkiler?
Vermiş olduğu kararlar başka bir insan üzerinde nasıl bir etki bırakır?
Bazen iyi niyet göstererek sergilemiş olduğunuz davranışlar sizin başkalarının gözünde aksi yönde algılanmanıza neden olabilir.
“Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi değil”
Kitabın son sayfasını çevirdiğimde kitapla ilgili aklama gelen düşüncem buydu.
Yazar güncel sorunları romanında başarılı bir şekilde işlemiş.
Kitap dört kadının birbirini etkileyen yaşantılarını anlatıyor. Kitabın bölümleri Bilge, Müberra, Naciye Paşa ve Evren Hoca’nın anlattıklarıyla oluşuyor.
İlk bölüm Bilge’nin, annesi Müberra ve Babaannesi Naciye Paşa hakkındaki düşünceleri ve okulunda yapmış olduğu projesini içermektedir. (Bu bölüm benim için biraz sıkıcıydı.)
İkinci bölüm Müberra’nın anlattıklarından oluşuyor. Müberra’nın hüzünlü geçmişini, hemşirelik hayatını (burada bir hastasının Müberra’yı nasıl etkilediğini okuyacaksınız.), evliliğini ve kızı Bilge ile olan ilişkisini anlatıyor.
Üçüncü bölüm Naciye Paşa’nın anlattıklarıyla devam ediyor. Naciye Paşa’nın kocası Nurullah Paşa ve gelini Müberra hakkındaki düşüncelerini içermektedir.
Dördüncü Bölüm Asıl adı Lale olan Evren Hoca’nın öğretmenlik hayatını, sorunlu bir evliliğini ve Naciye Paşa ile tanışmasını ve onu düşünceleriyle nasıl etkilediğinin hikayesini anlatmaktadır.
Her ne kadar kitabın dilinden dolayı gene popülarist bir kitap okuyorum herhalde diye kendimi sorgulasam da anlattıklarının gerçekliği beni içine çekti.
İlk başta sosyal medyanın hayatlara girmesiyle yaptığı işleri minimalize eden babaanne, her ne kadar sonradan işin arka yüzünü öğrensek de gerçekçi geldi bana.
Okurken bu kadar basit bir dille bu kadar sahici karakterler yazmak, helal olsun dedirtti bana.Sayfaların arasına saklanmış günlük hayattan gözden kaçırdıklarımıza ya da göremediklerimize atıflar çok güzel yerleşmiş.
Dublör kahraman hemşire, bilime katkı yapmaya çalışan (!) müdür, yalan ve kurgu, tezgahı devrilen KHK'lı eski kaymakam, geçmişi olmayan bir ameliyat hemşiresi, başına gelmeyen kalmamış anne ..
Kabak tadı vermeden tüm hayatlardan kalplere dokunulmuş. Sadece ana karakterler değil yardımcı tüm karakterler çok şey anlatıyor.
Ancak sonunu sevemedim. Madem işleri bir sonuca bağlayacaktık, Bilge'nin amacından başlayabilirdik. Anlattığı yalan dünyayla kalakaldım :)
Üç yıl sonra birini hayallerine kavuşturup diğerini sebepsiz deli ilan etmek de fazla hızlı yazılmış bir son gibi geldi bana.
Korkudan mı aklını kaybetti yoksa eski eşi mi bir şeyler yaptı ?
Kitap bittikten sonra fark ettiğim ayrıntı : Bölüm başında .... 'nın anlattığı diye başlaması. Herkesin kendini anlattığı başta belirtilmiş.
Son olarak almak isteyenler için mutlaka okunması gereken kitaplar arasına yer vermem belki ama kitaplığımda olmasını isteyeceğim bir kitap.
Bir şeyler hissetmek için kitabın kapağına melûl melûl bakıp iç geçirmek mümkün çünkü :')
‘Naciye Paşa’, gelini, torunu ve son yıllarında Naciye Paşa’nın hayatına farklı bir yön getiren ‘Evren Hoca’ farklı üsluplarla anlatılmış. Bu yüzden romandan çok, birbirleriyle ilişkili hikayeler okuduğunuz intibaına kapılıyorsunuz. Yazar günümüz insanının önde gelen eğilimlerine ve sosyal problemlerine de temas etmiş. Barbarosoğlu köşe yazılarında tefrika ederken ilk kısmını okuduğum romanın sonrası meğer çok farklı ilerliyormuş ve özellikle son kısmı ‘tahmin edilemezmiş’. Yazarın son yılların (bazı kesimler tarafından görmezden gelinen) en ciddi sosyolojik travmasına temas etme cesaretini göstermesini takdir ettim. Fatma Barbarosoğlu’nun bu romanı “hakikat incinmesin” diyerek yazdığını ve böylece tarihe (ne anlama geldiği sonradan anlaşılacak) bir not bıraktığını düşünüyorum.
"Hepimizin bir kaderi vardır, bir de o kaderden payımıza düşen kederimiz." Dünyadaki her insan olayları kendi algısıyla anlatsa neler olurdu acaba? Yaşanan ayninolsa da hissedilen yorumlanan hep değişiyor.
Her canı kendi canı bilen bütün hemşirelerin ve öğretmenlerin rikkatine ve dikkatine hürmet ile... diye başlıyor kitap..
Kitap çoklu bakış açısıyla anlatılmış. İlk Bilge ile başlıyor, Bilge 'nin anlattıklarını okurken sıkıldım ilk önce. Muberra'nın ve Evren Hoca'nin anlattıklarını okurken duygulandım, Naciye Paşa'ya ilk önce kizsam da sonradan yumuşadim. Bilge 'nin anlattıklarının bazı yerlerde kurgu olduğunu gördüğümde şaşırdım. Kurgu içinde kurgu yani.. 4 farklı kişi anlatsa da 3 hikâye var orada. Yetiştirme yurdunda büyümüş, kalabalıkta yalnızlığı anlatan Muberra ;idealist bir öğretmen,ismi aslında Lale ama Evren Hoca denilen, KHK ile açığa alınmış, çocuğu olmadığı için terk edilmiş bir kadın Lale ( Evren);ve kanser olan ama bunu farklı şekillerde saklamaya çalışan bir babaanne Naciye Paşa'yı okuyacaksınız farklı bakış açılarından. Bir de nasıl rastlastiklarini okuyacaksınız .2020 yılında yazılmış bir roman. Güncel hayat belirgin şekilde işlenmiş. Faceapp, karabuğday keki, sosyal medya paylaşım, kadın cinayetleri, KHK vb.. Hümanizm iki karakterde belirgin olarak göz önüne serilmiş. Varoluşçuluk da var yer yer. Kitabın ismi ""Hakikat incinmesin"" ise Naciye Paşa'nın, PAŞA olan eşi Nurullah Bey'in cümlesi. Kitapta şöyle geçiyor:
Muberra:" Sizi incitmedim inşaallah paşam" dedim. " Yok evladım yeter ki hakikat incinmesin. Tendeki kemikteki incinmenin adı anilmaz." diye cevap verdi Nurullah Paşa.
Ben beğendim, umarım siz de beğenirsiniz. Keyifli okumalar..
"Sizi incitmedim inşallah Paşa'm," dedim. "Yok evladım, yeter ki hakikat incinmesin. Tendeki, kemikteki incinmenin adı anılmaz."
Babaanne Naciye Paşa, Torunu Bilge ve Annesi devletin büyüttüğü "yetim" çocuk Müberra Hemşire ile Öğretmen Evren Hanım arasında geçen 4 farklı kadın, 4 farklı kuşak, 4 farklı hayatın kesiştiği sosyopsikolojik anlatı romanı..
"Hakikat İncinmesin" ana mesaj bu zannımca.
Dört kadının dört hayatı iç içe geçmiş şekilde anlatılıyor. Gençlik,yaşlılık,ölüm ve hatıralar..
Kitabı okuduktan sonra Bilgeyi merak ettim çünkü Müberra,Lale ve Naciye Paşa'nın sonraki yaşamları dile getirilmişti.
Bir ukte kaldı içimde ama mühim olan zihnimde ne bıraktığıydı romanın.
İnsan yaş alınca mı anlardı bazı şeyleri ?
Kaçtığımız kadermiydi ki seçimlerimizin hiç etkisi yoktu hayatımıza?
Hep kendimizden vermekmiydi sevmek?
Şikayeti bırakıp şükretmek değil mi kalbimizi zenginleştiren?
Anlaşıldığı üzere roman diyip geçmemiz gereken bir kitap,verilen mesajlar çok derin.
Gönülden tavsiye ederim,iyi okumalar...
YETER Kİ HAKİKAT İNCİNMESİN
Samimiyetin, değer yargılarının, kısacası hemen her şeyin köklü değişikliklere uğradığı bir çağda derin boşluklara savrulan bireylerin eski zamanlara duyduğu özlem ateşi bağırları yakmaya devam ediyor. Bu hali yaşı ileri olanlar yani eskiler daha derinden hissediyor doğal olarak.
Her şeyi hızla tüketiyoruz, iştahla yeni alışkanlıklar arıyoruz