Halifelik Tarihine Giriş Gönderileri
Halifelik Tarihine Giriş kitaplarını, Halifelik Tarihine Giriş sözleri ve alıntılarını, Halifelik Tarihine Giriş yazarlarını, Halifelik Tarihine Giriş yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hazreti Peygamber’in devlet işindeki yoğun çalışmalarını Hazreti Aişe’nin şu sözü açık bir biçimde anlatır :”Hz. Peygamber, toplum işleri onu çökerttiği zamanlar oturarak namaz kılardı .”
Sayfa 53
Hilâfet, din ve dünyanın bekçiliğidir.
Sayfa 14
Arnold ; Peygamber din ve dünya işlerinin başkanıydı. Bütün siyasi kontrol ondaydı. Askeri otorite elindeydi. Kabilelere atamalar yaptı. O aynı zamanda en yüksek kanun düzenleyiciydi. Olaylara kendi karar veriyordu. İlk halife Hazreti Ebu Bekir de peygamberlik dışında bu yetkilerin hepsini devam ettirdi. O, yönetici, kanun koyucu bir vaiz ve imamdır. Ordularının başarısına etki eden bir yöneticiydi. Bu görevleri kendisinden sonrakilere kaldı. Halife devlet işleriyle beraberken dünya işlerinden dolayı namaz görevini aksattığı bile olurdu. İslam cemaati din ve devlet birliğidir. Ve ikisi birbirinden ayrılmayacak bir bütündür. Baştaki halife hem dünyevi, hem dini reistir. Zaten İslam aleminde Hristiyanlıktaki gibi ihtilafların kaynağı olan din-devlet ayrımı yoktur .
Sayfa 35
Hz. Ebubekir'in "Halifetullah" sıfatını reddetmesi, halifelerin bu sıfatı kullanarak, kendi icraatlarını halka dayatmada bulunacağı endişesinden dolayı olabilir. İslâmî konularda hassasiyetiyle ünlü Emevî halifesi Ömer b. Abdülaziz de, bu sıfatı kullanmayı reddetmiştir.
Sayfa 7
Hilafetin saltanata dönüşümünü Mısırlı siyaset bilimci Ziyauddin Rayyıs şöyle özetler:
"Parlak ve ideal üstü dönemler çok kısa ömürlüdür. Eylem ve çağrı doruğa ulaşınca aynı hızın korunması zorlaşır. Bu yüzden kimi tutumlar tümüyle bırakılır ve değişime uğrar, toplumun ulaştığı ahlâk seviyesini sürdürülebilmesi hem toplumdaki şartlara hem de öndere bağlıdır. Önderdeki ufacık zaaflar önü alınmaz sorunlar çıkarır...
Sayfa 32
Halifeler gücünü halktan alarak kuralları uygulayan bir kimse olmalı iken, saltanat döneminde "Allah'ın yeryüzündeki temsilcisi" gibi sıfatlarla halka baskı kurmuşlardır.
Sayfa 186
Dört Halife döneminde gayet mütevazı, halkın arasında onlarla birlikte yaşayan, birlikte namaz kılan, onların uyanlarını hesaba katan bir halife modeli varken, saltanat döneminde biraz da Bizans ve Sasanilerin etkisi ile halkı küçük gören, halkla beraber olmayan, lüks içinde eğlenen, bir halife tipi ortaya çıkmıştır.
Sayfa 186
Dört Halife döneminde genelde halkı baz alan devlet uygulamaları varken, saltanatla birlikte halifeler güçlerini istibdatlarından ve kendi kabilelerinden almışlar, hiçbir zaman güçlerini halktan almamışlardır.
Sayfa 186
İlk halifeler Şûra ilkesine uysalar da saltanatla birlikte bu olay kalkmış ve toplumu ilgilendiren konularda tek kişinin kararı geçerli olmuştur.
Sayfa 186
Râşîd Halifeler'den sonraki dönemlerde, halka danışma, halkın görüşünü alma olayı bitmiş ve devlet teşkilatının başında bulunan şahsın görüşü, kabul edilmesi gereken bir fikir, eleştirilemeyen bir görüş, reddedilmesi halinde ölüm tehlikesinin göze alınacağı bir anlayış şeklinde gelişmiştir.
Sayfa 185
Yüzyıllardır tartışılan halifenin Kureyş'ten seçilmesi kararı burada alınmıştır. Aslında kararın özelliği tarihseldir ve o çağda Arapların ancak bir KureyşIiye bey'at edebileceğine vurgu yapmaktadır.
Sayfa 185
Bu kuruma, "dînî referanslardan da faydalanılarak oluşturulan tarihsel bir kurumdur" diyebiliriz.
Sayfa 185
Yönetim modelinin nasıl olacağı, yöneticinin nasıl ve ne şekilde seçileceği konusunda İslam'da net bir usul ortaya koyulmamıştır. Sadece bazı esaslara vurgu yapılarak yönetimin, çağın gereklerine göre düzenlenmesi konusunda Müslümanlar serbest bırakılmıştır.
Sayfa 184