Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Halley Kimi Kurtarır

Salâh Birsel

Halley Kimi Kurtarır Gönderileri

Halley Kimi Kurtarır kitaplarını, Halley Kimi Kurtarır sözleri ve alıntılarını, Halley Kimi Kurtarır yazarlarını, Halley Kimi Kurtarır yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
161 syf.
7/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Binbir gece denemelerinin beşinci kitabı: Halley Kimi Kurtarır. Bazı hikâyeleri çok sevdim, bazıları içinse "Salah Abi sayfa doldurmak için mi yazdın bunca ikametgah kaydını?" diyesim geldi. ;) Hiç keyif almadım şeklinde algılanmasın, eğlendiğim yerler de oldu tabii ama favorilerimden değil diyelim. Salah Birsel'in kalemine hayran olmamak elde değil. Zira lafazanlara değil, bilgili insanlara hasretiz. =)
Halley Kimi Kurtarır
Halley Kimi KurtarırSalâh Birsel · Yazko Yayınları · 198131 okunma
Karşı kaldırımdan bir tanıdık, bir dost geçse, çokluk onların gözüne çarpmamak için dokuz kapının zilini çalarım. Bu, onları sevme­diğimden değildir. Gerektiğinde dostlarım uğ­runda her türlü özveriye, gözümü kırpmadan katlanırım. Dostlarımı günün sereserpe saatle­rinde de aklımda canlı olarak tutarım. Ne ki, on­lara selam sarkıtmak, bir iki söz şavullamak is­tememişsem o anda bu işlerin beni sıkacağını sezinlediğimdendir. Çünkü o dakikada usum, başka düşünceler, başka çağrışımlar, başka dün­yalarla şırlıyordur. Bir başka deyişle, kendi ken­dimle konuşma kurduğum saatlere raslamıştır bunlar. Bu saatlerde ben, kendim olmayan bi­riyle, kendim olmayan bir sesle bir arada bu­lunmaya gelemem.
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
Ne güzel enseyi geçmemesi saçların Alnımızda bitmesi Tane tane olması kirpiklerin Tel tel olması kaşların Ne güzel insan yüzü Elmacık kemiği ve on parmak Ya dünyamız bütün bu mevsimler Bulutlar telli kavak ve İstanbul (Oktay Rifat)
Toparlayalım: yazı işi her safsatayı, biraz sağ­dan, biraz soldan çekeleyip okurların önüne sürmek değildir. O, herkeslerin bildiğini, bilin­mez kılma sanatıdır. Bir başka deyişle, bilinenin bilinmeze tornistan edilmesinde büyük ustalık­lar, büyük incelikler vardır.
film araları..
Filmin belli bir kesiminde, olay örgüsü tam girift düştüğü anda verilen molanın tadı da karaciğeri genişletir. Filmi seyretmekten hoşforoş olanları, başlarından aşağı bir kova su boca edilmişcesine, kendilerine getirmekte de büyük yararı vardır bunun. Dahası, bu zoraki dinlenme, seyircileri filmin gidişi üzerinde düşünceye çağırarak, ikinci yarıyı daha bir merakla izlemeye hazırlar.
Sayfa 139 - basım: İstanbul, 1981 - yazko
Unutmayın ki, her kitap sizi istediğiniz yere götürmez. Ama öyleleri vardır ki size umduğunuzdan da çoğunu verir.
Sayfa 99 - basım: İstanbul, 1981 - yazko
Reklam
Yazarlar sağdan, soldan, tepeden, aşağıdan gelen etkileri bol bol devşirseler de sonunda kendi yollarını, kendileri bulurlar. Onların başkalarından alabilecekleri küçük bir ışıktır ancak. Sabahattin Kudret, Cahit Sıtkı ile ilk tanıştığı günlerde onun boyuna şiirin biçim yetkinliğinden söz açtığını söyler, sonra da şunları ekler: - Böylece zaman yitirmeden, benim usumda da biçim kavramının bir soru olarak belirmesine, kendi kendime bu soruya yanıtlar aramama yardım etti.
Sayfa 71 - basım: İstanbul, 1981 - yazko
Halley Kimi Kurtarır - "Kuyrukluyıldız Altında Bir Evlenme" Üzerine..
Ama Hüseyin Rahmi, insanların, Halley ufuklarda belirince, birbirlerine yaklaştığını, birbirlerine dost eli uzatmaya kalkıştığını görünce, içinin bütün yanığıyla şöyle bağıracaktır: - İnsanlar neden şimdiye değin insanlığın kurtuluş ve mutluluğunun sırf dostluk ve eşitlikte olduğu gereğini anlamayarak varlıklarını güven altına almayı birbirlerine karşı düşmanlıkta, savaşta, kan dökmekte görmek gibi yanlış bir yolda gitmişlerdir. Uygarlığın, ilerleme ve olgunlaşma düşüncesinin amacı birbirini öldürmeye çalışmak mıdır?
Sayfa 64 - basım: İstanbul, 1981 - yazko
*Ernest Renan*
Renan, önsözünde anılarının düzensiz bir biçimde ve akla geldiği gibi yazıldığını da anlatır ve insanın kendi yaşam öyküsünü anlatırken başarılı olamayacağına işaret eder. Bu arada şunu da söyler: "İnsanın kendisi için söyledikleri şiirden başka bir şey değildir." Bu yüzden de yazar Goethe'nin anılarının "Şiir ve Gerçek" adını taşımasını çok yerinde bulur.
Sayfa 59 - basım: İstanbul, 1981 - yazko
Alexandre Dumas'nın "Tarih, benim tablolarımı astığım bir çividir." sözü de yazarın anılarda kronolojiye, olayların ayrıntılarına ve tarihsel çözümlemelere o kadar önem vermediğini ortaya koyar. Doğrusu Dumas'nın (1802-1870) Benim Anılarım'ı (Mes Mémories) bu yargıyı onaylayan bir tutumla yazılmıştır. Anıların öyle parçaları vardır ki insan Dumas'nın anılarını mı yoksa Üç Silahşorlar romanını mı okuduğunu kestiremez.
Sayfa 54 - basım: İstanbul, 1981 - yazko
Reklam
...canlı ve cansız her şey insanoğluna birtakım sevgi odakları yetiştirir. Ama insanların bunları görecek, bu sevgi bahçelerinin çiçeklerini alıp içlerine yerleştirecek bir yaratılışta olmaları da gerekir. Çünkü bu güzellikler, bu büyüler kendi curcunalarını anlayacaklara yüzlerini gösterirlerse gösterir.
Sayfa 43 - basım: İstanbul, 1981 - yazko
yazının tadı
Kısacası, bir yazı ne zaman başlar, ne zaman biter, ne zaman selama durur, ne zaman havalandırılır, ne zaman saksıya alınır, bunlar bilinmiyorsa lafın dümeni de bilinmiyor demektir. İşin tuhafı, yazının bütün tadı, bütün balı da bu dümendedir. Şu unutulmamalı ki, yazının tadı yoksa hiçbir şeyi de yoktur. Ne ki, kimi yazarlar yazının tadına kulak asmadan dokuz kapının zilini çekerler*. Polonyalı yazar Witold Gombrowicz 1954 yılında günlüğüne şunu kıstırmıştır: - Bir gün neden bunca büyük sanatçının XX. yüzyıl boyunca bu kadar okunmaz kitaplar yazdıkları öğrenilecektir.
Sayfa 22 - basım: İstanbul, 1981 - yazko
Cesare Pavese, bir öykünün ilk satırı yazıldı mı bütünü tasarlanmıştır, der. Olaylar dizisini düğümlemek, öyküye hava basmak için geriye sabırlı olmaktan başka iş kalmaz.
Sayfa 14 - basım: İstanbul, 1981 - yazko
Birbirimize sevgimizi yitirmemizin, birbirimizi otobüs duraklarında yada kahve önlerinde kurşunlamamızın temelinde de bu sanat sevgisinin yokluğu yatmaktadır. Çünkü sanat sevgisi, bir yerde, insan sevgisiyle, toplum sevgisiyle birleşir. Ben bunu bilirim, bunu çalarım: yığınlar arasından kültür rüzgarları estirilmeden hiçbir ulus uygarlık denizinde gemi yüzdüremez.
Sayfa 9 - basım: İstanbul, 1981 - yazko
Şu gizli kalmasın ki, bugünkü günde, gençlerimiz okullardan yaşam ve insan sevgisi, kendi kişiliğini denetleme gücü, başkalarına saygı duygusu, güzel şeyler karşısında hayran kalabilme yetisi elde etmeden, eşitlik ve özgürlük kavramlarına sıkıca yapışmadan çıkıyorlarsa bu, okuma kitaplarındaki kaknem ve sölpük şiirler, üstüne ölü toprağı dökülmüş yazılar yüzünden olmaktadır.
Sayfa 9 - basım: İstanbul, 1981 - yazko
155 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.