Herkese merhaba. Bu kitapla birlikte Hannibal Lecter serisine üzülerek veda ettim maalesef. Serinin dördüncü kitabı olan Hannibal, Kuzuların Sessizliği'nden yedi yıl sonrasına götürüyor bizi. Doktor Lecter hücresinden kaçıp sırra kadem basmıştır ve yedi yıldır da kayıptır. Clarice Starling ise artık bir stajyer değildir ama kariyerinin pek de
Birisinin hüngür hüngür ağlayarak kurduğu bir cümlenin, hiç kimsenin gönlüne değmemesi kadar canım yandı o gece. Sonra, gırtlağımda yüklemi olmayan bir cümle ile eve döndüm. İnsan aptal olduğunu öğrenince eve döner hep.
Dr. Lecter dikkatle, iki elini kullanarak Krendler’in kafasının üst kısmını çıkarıp gümüş tepsiye koydu ve onu büfeye kaldırdı. Kafatası yemekten yarım saat önce kesilmişti. Doktor daha önce kan damarlarından bir kısmını dağlamış, bir kısmını da anestezi kullanarak düğümlemiş olduğu için, kafatasının üst kısmını çıkarırken tek bir damla kan bile akmadı denebilir. Dr. Lecter’ın, Krendler’in kafatasını kesmek için kullandığı yöntem eski Mısır’da bile biliniyordu. Bir farkla ki doktorun elinde bir otopsi bıçkısına, bir kafatası anahtarına ve daha iyi anestezilere sahip olmanın avantajı vardı. Beyin ise hiçbir acı hissetmiyordu. Krendler’in beyninin pembe-gri tepesi görünüyordu. Dr. Lecter elinde bademcikler için kullanılan kaşıklara benzeyen bir aletle Krendler’in tepesinde dikilerek, Krendler’in beyninin ön lopundan bir parça aldı, sonra bir parça daha, bir parça daha derken dörde tamamladı. Krendler’in gözleri sanki olup bitenleri izliyormuş gibi yukarı döndü. Dr. Lecter beyin parçalarını içi buz dolu kâseye koydu, beyin parçaları sert kalsın diye buza limon sıkılmıştı. “ Would you like to swing on a star,” diye şarkı söylemeye başladı birdenbire, “carry moonbeams home in a jar” Klasik usulde beyin parçaları bir gece önceden sosta bekletilir, ezilir ve terbiye edilirdi. Elinizde taze bir beyin varken, tüm ustalık beynin dağılıp bir avuç jöle haline gelmesini engellemekte yatmaktaydı.