Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hapishane Defterleri 3. Cilt

Antonio Gramsci

Hapishane Defterleri 3. Cilt Gönderileri

Hapishane Defterleri 3. Cilt kitaplarını, Hapishane Defterleri 3. Cilt sözleri ve alıntılarını, Hapishane Defterleri 3. Cilt yazarlarını, Hapishane Defterleri 3. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Blaise Pascal
İnsanın kendini be­şenmişliğine dair derinlemesine bir algı kazanmak isteyen herkes, aşkın sebep ve sonuçları üzerine düşünmek zorundadır. Sebep, je ne sais quoi (Cornelius) şeklindedir ve sonuçlar dehşetlidir. Bu je ne sais quoi (Ne olduğunu bilmiyorum), bu tanımlanamayacak denli önemsiz ayrıntı; bütün bir ülkeyi, hükümdarları, orduları, bütün dünyayı kasıp kavu­rur. Kleopatra'nın burnu: Biraz daha kısa olsaydı, yeryüzünün tüm çeh­resi değişirdi.
Ga­rofalo
Geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısı bizi felsefede materyalizme, hiyerarşiden ve siyasette her tür otoriteden nefret etmeye, anaya­sal hukuka... ve her tür hukuka yönelik utanç verici bir yaklaşı­ma sürükledi! Çağımız, ideallerin yeniden uyanışına tanıklık ediyor. İdealle­re baş koyuşun yeniden canlanması sayesinde Anayurdumuz muhteşem bir diriliş yaşıyor. Bu idealler olmaksızın kaba Bolşe­vizmin düşkünlüğünden kaçamazdık. Bu, bizi yöneten adamın üstün niteliklerinden kaynaklanmak­tadır ki yücelerden gelen gizemli ışığı halk içinde o aydınlattı ve o ışık uzakta olduğunda bile karanlık ve bilinmedik bir yolu ay­dınlatan yıldızlar gibi işe yaradı
Reklam
Ludovico Ariosto(1474-1533), kırk kantodan oluşan Orlando Fu­rioso'nun ilk versiyonunu 1516'da yayımladı. 1521'de bazı eklemeler ve çıkarmaların yanı sıra dil ve tarzda da birtakım değişiklikler yaparak gözden geçirilmiş bir versiyon daha yayımladı. 46 kantodan olu­şan 3. ve son versiyon ise 1532'de basıldı.
Rönesans dönemi hümanisti Leon Battista Alberti (1404-72), kap­samlı bir entelektüel birikime sahipti ve kimileri tarafından Leonardo Da Vinci ile kıyaslanacak düzeyde çok çeşitli bilgi alanlarına çok önemli katkılarda bulunmuştu. De pictura (1435)adlı resim üzerine kitabı perspektif biliminin temel ilkelerini ortaya koyarken, Dereaedificatori­a (1450) adlı mimari kitabı Rönesans döneminde mimari tasarım ve mühendislik alanlarının başlıca metni haline gelmişti (Bizzat Alberti de başarılı bir mimardı). Dahi bir matematikçi olarak, kriptografi ve kar­tografi alanlarında çığır açıcı çalışmalara imza attı. Ayrıca, Latince ve İtalyanca dillerinde kayda değer sayıda edebi çalışma üretti ve belki de İtalya dili ya da daha belirleyici konuşmak gerekirse Toskana lehçesi gramerinin ilk örneklerini verdi. Alberti'nin ahlak ve etik alanlarındaki en önemli çalışmaları arasında yıllar içinde Latince olarak yazılan Inter­coenales, 1437-1438 arasında İtalyanca basılan dört ciltlik Della Jamig­lia (Aile Üzerine) ve ölümünden hemen önce tamamladığı De iciarcha (Alberti, "iciarch" terimini Yunanca'dan aldığını ve bu terimin "mü­kemmel insan ve ailesinin reisi" anlamına geldiğini bizzat belirtir) sayı­labilir. Diyaloglar biçiminde yazılan Della Jamiglia eserinde Alberti aile değerleri, eğitim, kocalık, kaderin değişkenliği, yurttaşlık görevleri ve başka meseleler üzerine yazar. Yine diyalog formundaki De iciarchi yurttaş bağlılığı, üretim faaliyeti ve başarı ile ilişkili hümanist idealleri anlatır.
Bazen kendime şunu soruyorum: Şayet modern bilim, yönünü matematikten mekaniğe, fiziğe ve kimyaya çevirmek yerine, tüm güçlerini maddenin çalışılmasına yoğunlaştırmak yerine, zihne yoğunlaşmış olsaydı -Kepler, Galileo ve Newton, örneğin, psiko­ log olsalardı- neler olurdu? Aynen Galileo'dan önce fiziğimizin nasıl bir şey olacağını hiç kimsenin tahmin edememesi gibi, bizimde günümüzde herhangi bir fikir sahibi olamayacağımız bir psikoloji -aynen bizim fiziğimizin Aristoteles ile nasıl bir ilişkisi varsa, bu psikolojinin de şuanki psikolojimizle ilişkisi aynı olur­du- üretmiş olurlardı. Her tür mekanik fikre yabancı olan bilim, a priori isteksiz davranmak yerine sizin çalıştıklarımza benzer fe­nomenleri şevkle ele alırdı. Belki "psişik araştırma" onun birincil meşguliyeti olurdu. Zihinsel faaliyetin en genel yasaları keşfedil­ diğinde ise (tam olarak mekaniğin temel yasalarının keşfedilme­si gibi) bilim saf zihinden hayata geçiş yapardı... Böylece zihin enerjisi bilimi kurulmuş ve geliştirilmiş olurdu. Öte yandan bu bilim aklın tezahürlerini yüksekten düşüğe doğru adım adım iz­leyerek, yaşamdan ve organizasyondan geçerek sonunda hare­ketsiz maddeye ulaştığında şaşırtıcı ve korkutucu bir şekilde bir­denbire dururdu. Daha sonra alışılmış yöntemlerini bu yeni nes­neye uyarlamaya çalışır ve aynen bugünkü hesaplama ve ölçme süreçlerinin zihnin üzerine hiçbir etkisi olmaması gibi, bu yeni nesne üzerine hiçbir etkiye sahip olamazdı. Bu durumda gizemin gerçekliği, zihin değil maddedir.
Çabuk Yaşlanacağım Sun Yat-Sen Ve ABD
Güney Çin'deki Kwangtung bölgesinde doğdu ama 1892'de Hong Kong'daki tıp fakültesinden mezun olmadan önce gençliğinin bir bölümünü Hawaii'de geçirdi. Daha sonra siyasi he­defleri uğruna tıp mesleğini bıraktı ve 1894'te Ch'ing Hanedan'ına kar­şı çıkmak ve Çin'in modernleşmesi için mücadele etmek amacıyla Çin'i Yeniden Yaratma Topluluğu'nu kurduğu
Reklam
Partinin ken­di içinde derginin kitlesel kültürel "kurum"unu oluşturacağı sanılma­malıdır. Parti özü gereği siyasidir ve kendi içindeki kültürel faaliyet de kültürel bir politikayı temsil eder. Kültürel "kurumlar" kendilerini "kültürel politika" ile sınırlandırmayıp "kültürel tekniği"de ele almalı­dırlar. Örnek: Bazı parti üyeleri okuryazar değildir ve partinin kültürel politikası cehalete karşı savaştır. Bu savaşa kendini adamış bir grup "okuryazar olmayanlar için bir okul" ile aynı şey değildir. Okuryazar olmayanlar için açılmış bir okulda insanlara okuma yazma öğretilir; okuryazarlık mücadelesine girişmiş bir grup ise, bir ülkenin geniş kit­lelerinin cehaleti ortadan kaldırmak için tüm etkin araçları kullanır.
Karl Marx
Kuşatılmış bir bölgede sıra dışı uzun­luktaki bir zaman aralığı boyunca sürmüş direniş, kendi içinde moral bozucu bir etki taşır. Bu direniş içerisinde acı, zahmet, bitkinlik, hasta­lık ve giderek sertleşen bir akut tehlikenin değil de insanları kırıp geçi­ren bir kronik tehlikenin daimi varlığı mevcuttur.
Sakin olun; elime bir tabanca alıp ken­dimi vurmaktan başka çarem kalmadı. Kalan zamanımda, geriye yağ­malanacak bir şey bırakmayacağım.
Vittorio EmanueleKitabı okudu
Anlaşılmayı beklemek ve kendini yanlış anlaşıldığını iddia ederek meşrulaştırmak tam anlamıyla kendini beğenmişliktir.
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.