Ortadoğu'nun çoğunu yöneten, baskıcı ve etkisiz devletler için, bu oyun, gerçekten de temel bir amaca hizmet ediyor: Hafifletemedikleri yoksulluğu açıklamaya ve yoğunlaştırdıkları zulmü haklı çıkarmaya yarıyor. Bu şekilde, mutsuz halklarının artan öfkesini başka, dış hedeflere karşı saptırmaya çalışırlar.
Fakat sayıları gittikçe artan Ortadoğulu için bu daha öz eleştirel bir yaklaşıma yol açıyor. "Bunu bize kim yaptı?" sorusu sadece nevrotik fantezilere ve komplo teorilerine yol açmıştır. "Neyi yanlış yaptık?" sorusu ise doğal olarak ikinci bir soruyu doğurdu: "Nasıl düzeltiriz?" Geleceğe yönelik en iyi umutlar bu soruda ve bulunan çeşitli cevaplarda yatıyor.
Eğer şikayet ve mağduriyetten vazgeçebilir, farklılıklarını çözebilir ve ortak bir yaratıcı çaba içinde yeteneklerini, enerjilerini ve kaynaklarını bir araya getirebilirlerse, o zaman bir kez daha Ortadoğu'yu, Antikçağ ve Ortaçağ da olduğu gibi büyük bir uygarlık merkezi haline getirebilirler. Şimdilik, seçim kendi ellerinde.